Kur'a güzel çıkmış. Kurabiye gibi bir takım Sarajevo... Düzgün fizikli çocuklardan kurulu diri bir amatör takım. En basit ikili üçlü hareketlerde oyundan düşüyorlar. Duvar pası, araya ya da arkaya atılan her topta pozisyon veriyorlar. Her kaçan, kaleyi karşısında buldu. İlk devre iki golle tamalandı. Yakalananlar atılsaydı, çift haneli rakamlar çıkardı ortaya... İyi oynamıyor Beşiktaş. Pozisyonların gelişimi, kollektif bütünlük içinde olmuyor. Düzenli işleyen bir bloğu var Beşiktaş'ın Cordoba - Ronaldo - Zago - Ali Eren... İyi hazırlıyorlar atağı. Aralarında top dolaştırarak, boşalan taraftan öne aktarıyorlar. Problem ondan sonra başlıyor. Hücumda genişlik prensibini unutmuş Beşiktaş. Kenarda forma giyenler de ortaya yanaşınca, hareket zorluğu çekiyor Beşiktaş. O kalabalık içinde elbette rahat edilmez. En iyiler bile, en olmadık hatalar yapar. Alan darlığı içinde kaybolur gider. Olması gerekenin tam tersini uyguluyor Beşiktaş. Top rakipteyken yapacağını, topa sahipken yapıyor. Rakibin oyun alanını daraltacağına, kendi oyununu zorlaştırıyor. Yani Rumen arkadaş, hâlâ oyun taktiğini yerleştirmiş değil. İlk 11 tercihlerinden de şüpheliyim. Birkaç mevki var, isimleri atıyor torbaya. Kim çıkarsa, ona forma veriyor. Devrede maçı kazandığını sandı Rumen arkadaş. Ali Eren'i çıkarıp, farklı bir şekil denedi. Bozulan defans düzeni, geceyi zehir etti. İnanmak zor ama, bir gol de kendi kalesine attırdı Beşiktaş. Sonra bir tane daha... Zaman olsaydı, mutlaka bir daha üretirdiler. Çok zayıf bir rakip karşısında yeni bir Avrupa faciasının kapısını aralık bırakarak geceyi kapattı Kartal.