Trabzonspor (1)

A -
A +

Beraber çalıp beraber oynayanlar mutlu. Kulübün imkânlarından sebeplenenler sevinçli. Kimi Trabzonspor etiketini asmış yakasına, trafik polisine göstermesi yetiyor, kimi iş aleminde yollarını açıyor. Biri var ki, o tamamen egosunu tatmin ediyor... Ne büyük umutlarla göreve gelmişlerdi. Tek adamlı baskıcı düzeni yıkacaklardı. Bordo - maviye gönül verenleri tek çatı altında birleştireceklerdi. 7-8 milyon taraftarı olan kulübü ekonomik sıkıntıdan kurtaracaklardı. Hayâl aleminden gerçeğe dönülecekti... Bir yılbaşı akşamıydı, Mehmet Ali Yılmaz hegemonyası yıkılmıştı. Yıllarca yaptığı hamlelerden boş çeken şekil yıkılmış, memleketin yetiştirdiği en büyük futbol adamı start almıştı. Teknik direktör, Futbol Federasyonu Asbaşkanı, Milli Takımlar tek seçicisi, alt yapılar uzmanı. Daha ne olsun?.. Ne çabuk da tükendi seneler. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu Trabzonsporlular. Bir futbol adamı diye başa geçirdikleri üstad muhasebe uzmanı çıktı. Futbol sahasının içinde doğru hamleler yapması beklen adam, çizgilerin içinde hep boş çekti. Hiç de uzmanlık alanı olmamasına rağmen, kulübün kendi gelirlerini zaptı rapt altına almakta büyük hüner gösterdi... Trabzon'dan bakkal Temel'in seviyesinde kaldı. Temel de pekala tutabilirdi hesapları. Yılbaşı akşamı, 24 futbolcu devraldı. Altı ay sonra 17 yeni yıldız getirdi. Yeniden yapılanma versiyonunun bilmem kaçıncısının startını verdi. Kümede zor kaldı Trabzonspor. Sonra yine yollara düştü üstad. Ora senin, bura onun, kıta kalmadı dünyada. Dünya yıldızlarını bir bir kaydırdı Trabzon'a. Yeni kazıkları yolda, geliyor. Kimselerin transfer teklifi edemediği Yattara'yı almışlar. Son yıl bir maç oynamış. Takımının adını bilen var mı? Herkes gezgin değil ki, nereden bulsunlar yatan adamları? Bir kaçıyla prensip anlaşması yapmışlar, fakat ahlâksız çıkmış futbolcular. Bütün futbolcular gelmek istiyormuş ama seçici davranıyorlarmış. Alt ligden daha alta düşen Erzurumspor'dan bir dünya yıldızı almışlar... Vallahi iyi seçim, helâl olsun. Masal bitmez ki. Nasıl olsa inanmak isteyen taraftar çok. Gözden kaçırmışız, tespiti yanlış yapmışız. Hegemonya yakıştırmasında haksızlık etmişiz. "Diktatörün" sözlerinin manasını çözememişiz. 99 Haziran'ında "Tabelalardan ismimi sökün" demişti. "Kulüp tarihinde yöneticilik yapmış insanların yüzde doksanı benimle çalıştı. Ben başarısızsam onlar da başarısızdır. Ben hiçbir zaman yönetim seçmedim, onlar seçtiler, beni başa getirdiler." Geçen zamanda ne fark etti ki? Sadece "Diktatör" yoktu aralarında. Kulüp kararlarını veren yine aynı akıl. Petranoviç - Cukiç - Lukiç'leri alan akıl, hâlâ iş başında. Sadece "Diktatör" dışarıda. Yeşil dolarlar çıktı, mertlik bozuldu. Eskiler anlattı, hayranlıkla dinledim. Efsanenin başlangıç yıllarına imrendim. Esnaftan 3 bin - 5 bin toplamayla basamakları çıktılar. Avrupa'da nam salan Karadeniz rüzgârı fedakârlıkla hayat buldu. Tersine çevirdiler çarkı, veren ellerin yerine alan eller geçti. Paraya boğulanlar oldu. Trabzonspor hep kaybetti, bal tutan parmaklar yalamayla aşındı. Bir bakın kulüp tarihinde görev yapanlara, varlıklarına varlık kattılar. Ne acıdır ki; Trabzonspor hep kaybetti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.