Vakit yok

Geçen sezonun oyunu hezimetle geçmişti... İlk maçta aynı farktan şansıyla kurtulmuştu Trabzonspor... O zamandan değişen ne var ki? Gitti Giray, geldi Sadi... Ha Giray, ha Sadi... Ne farkeder ki?.. Biri baba - oğul ilişkisinden, biri yokluktan geldi. Olacakları bilmek için falcı olmaya gerek var mı? Elbette gelenin işi daha zor. Hiç sorunsuz alsa bile yükü taşıması şüpheli bir çırağın işi toparlaması ne mümkün. Ne ustalar geldi - gitti beceremedi. Giden çırak çorbaya çevirdi, yeni çırak nasıl becersin? Üstelik karşısında hocaların hocası Metin Türel. Tek kelimeyle Trabzonspor'u tuzağa düşürdü Metin hoca. Teoride Avni Aker'den nasıl puan çıkarsa onu uyguladı İstanbulspor. Sergen'in etki alanını daralttı, Oktay'ın pas yollarını tıkadı, Hami stop etti, Trabzonspor teslim bayrağını çekti. Şartlar normal bile olsa kadrolar denk değil. Bir tarafın çok çabuk hücumcuları, bordo-mavililerin kaçanı gözüyle bile takipten aciz savunması. Trabzonspor'un bir kaç becerikli futbolcusu ve onları kalabalık savunma arasına sıkıştıran Metin Türel'in kazanma taktiği. Mithat perdeyi açtı, Sertan "beş pozisyon bir gol" hakkını kullandı, maça noktayı koydu. Hiçbir denemesinden sonuç alamadı Sadi Tekelioğlu. İlk 11 oluşumundan taktiğine, değişikliklerinden değerlendirmesine her hamlesinde boş çekti... Kim as, kim yedek bulamadı. Her kayıpta birilerini fedâ etti. Sezonun ortası gelmiş, deneme tahtasına çevirdi Trabzonspor'u. Kapıdan içeri girdiği gün olayı bitirdi aslında. "Formaya lâyık olmayanlar" beyanıyla ekibin içine dinamit koydu. Esasta çok az olan kredisini, inanılırlığını, futbolcu tarafından kabul edilirliğini sıfırladı. Galiba bu sezona da nokta koydu Trabzonspor. Haydi sayın Sümer, devreye girin artık, vurun neşteri, değişmesi gerekenleri değiştirin. Kaybedecek vakit yok. Yoksa o taraftar sizi de değiştirir.