Diye diye dilimde tüğ bitti; kalemin mürekkebi tükendi. Oyunun adı futbol... Ortaya bir şey koymak lazım. Biten haftadan geleceğe ümit taşımak gerek... Futbolsuz gelen skorların arkasına saklanarak nereye varılır. Aha kaybetti Trabzonspor... Bu sefer sıçrayamadı çekirge... Kaç maç önce yazmıştık; bu arkadaş rakipleri Milan, Juventus, Real sanıyor... Her fırsatta kendi futbolcusunu aşağılarken rakipleri Shevchenko, Zidane ve Lampard sayıyor... Avlamıştı daha önceki oyunlarda... "Çanakkale geçilmez" üzerine sahaya sürdüğü takımına savunma taktikleri yüklemişti. Kaç kere yedirebilirsin? Yemedi Mustafa Uğur; düşmedi tuzağa... Takım savunması becerisiyle geldi bugünlere Erciyes... Ekibe uygun hücum isteğini bilmeyen kalmadı... Bir teknik adam, bunu yapabiliyor demekki... Hem de isimsiz futbolcularla... Maç maç değer katıyor ekibine... Tam tersi yaşanıyor bordo-mavililerde... Sakat, cezalı derdi de bitti, son iki sezonun lig ikincisi bir kadro var elinde... Biraz futbol oynat da tarif edelim... Gün gün değer kaybediyor futbolcular. Korkarım ligin sonuna kadar her biri tartışılır olacak. Bir solgulayın lütfen, ne katmıştır Vahid kardeş... Çok mu koşuyor takımı? Orta saha direnci, hücum aksiyonları... Vahid hocaya özel bir uygulama gören beri gelsin... Takıma fayda eder bir hamle, takım taktiğini bıraktım; ikili, üçlü grup hareketi, rakibi yanıltan bir farklılık... Bu akıl ile geçen her gün kayıptır. Ufak hedefleri bırakacak Trabzonspor... Kimi mutlu eder lig üçüncülüğü? Yapılacak olan tektir. Fırsat kapıya gelmiştir... Mevcut malzemeyi verimli kullanacak bir teknik adam ihtiyacı doğmuştur... Ekibi tanır, gelecek sezonun planlamasını yapar, olayı canlı yaşar, kendi felsefesine uygun olanı tutar, eksik mevkileri tamamlar... Sabırlısınız biliyorum sayın başkan! Fakat zamanı geldi. Hamle yapın! Dahi iyi olur göreceksiniz.