Sever Diyarbakırlılar G.Saray'ı... Kuvvetlidir gönül bağları... Sarılı kırmızıyı ayırmazlar yeşilliden... Bir yandan memleket takımına destek verdiler. Çok yönden G.Saray'a sevgi sundular... Sahanın zemini futbolu zorlaştırdı. Şöyle akılda kalacak, gözü okşayacak bir hareket göremedik. Taktikler, kontrollü oyun üzerine verilmiş. Korktular birbirlerinden... Hüseyin hoca, her şartta altılı blok savunmayı geride tuttu. Top rakibe geçtiğinde takım olarak en yakınındakini paylaştılar. İlk 45'i pozisyonsuz geçtik. Avrupa'nın kralını sindirdi Diyarbakırspor... Dönen toplarda hücum fırsatları yakaladı. Çok adamı öne çıkardılar. Ancak kaleci Mondragon'u rahatsız edecek pozisyonu üretemediler... Deplasmanların yüreksiz hocası Lucescu'nun Kalpar'dan farkı yoktu. Lig liderinin maç taktiği diptekinin aynıydı. Yenemezsen yenilme, G.Saray'ın hareketini engelledi. Finişe kötü girdi G.Saray... Lucescu'nun yüreksizliği yakacak G,Saray'ı... Şimdi herkes eksik edebiyatı yapacak, kötü futbola kılıf uyduracak. Şu forma giyenlere bir bakar mısınız? Daha dün Şampiyonlar Ligi'nin çeyreğinden döndüler. Yaldızlı ligin kötü tarafını taşıdılar ligimize. Roma, Barcelona, Liverpool maçlarının son yarım saatlerini seyrettirdiler bizlere... Mücadelenin fazla anlatılacak bir tarafı yok aslında. Tek kelime yeterli: kötü... Diyarbakırspor tarafına iki penaltıya benzer pozisyon vardı. Üflemedi düdüğe Ünsal Çimen. Son derece haklıydı. Futbolcularımız sahteciliği seviyor. Bu sefer papaz pilav yemedi. Hakemin tek hatası, Deniz ve Da Silva'ya sarı kart çıkarmamasıydı. Aynı harekette Ümit Karan'ı sararttı.