Sabah okula gitmek için bisikletimle yola çıktım. Okula varınca andımızı okuduktan sonra sınıflarımıza girdik. Son teneffüste arkadaşlarımla bahçenin taşlı bölgesinde oyun oynuyorduk. Bir hafta önce yeni bir ayakkabı almıştım. Bir mağazaya gittiğimizde annem, beğendiğim ayakkabıyı almamamı söylemişti. Ayakkabının burnunun çok sivri olduğunu, beni rahatsız edeceği konusunda uyarmıştı. Ben ise inat edip annemi dinlemeyerek onu zorla satın aldırdım. İşte o ayakkabıyla deliler gibi koşuyordum. Arkadaşlarla birbirimizi yakalamaya çalışıyorduk. Okulun bahçesinde kedi merdivenine geçerken ayakkabım yüzünden ayağım burkularak yere düştüm.O sırada yanımda bir arkadaşım vardı. Ondan yardım istedim. O da koşarak diğer arkadaşlarımı çağırdı. Beni kucaklarına alıp sınıfa çıkardılar. Ders bittikten sonra beni, bisikletimin üzerinde evime kadar getirdiler. Ağrım iyice artmıştı. Sonra bir komşumuz arabasıyla beni acil servise götürdü. Orada ayak bileğimin röntgenini çektiler. Ayak kemiğimde çatlak olduğu ortaya çıktı. Ayağım alçıya alındı. Okula bir ay koltuk değnekleriyle gidip geldim. Ayağımı her defasında yere basarken duyduğum acıda, annemin sözünü dinlememenin pişmanlığını duydum. > Yardımseverler Öğretmen öğrencilerinden hafta sonu bir iyilik yapıp gelmelerini ister. Sınıfta Ahmet, Mehmet ve Fatih isimli 3 kafadar vardır. Derse girince öğretmen onlara sorar: - Söyleyin bakalım nasıl bir iyilik yaptınız? Hepsi aynı iyiliği anlatır: - Yaşlı bir bayanın karşıya geçmesine yardım ettik... Öğretmen, "hepiniz mi" diye sorunca üç kafadar, cevabı yapıştırır: Yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyorsunuz siz?.. > DUVAR YAZISI DEYİP GEÇME, YOKSA BENİ BEĞENMİYOR MUSUN? > Bize yazın Çocuklar kendi çalışmalarınızı gönderin yayınlayalım. İşte adresimiz Türkiye Gazetesi "Oyun Parkı Sayfası" 29 Ekim Caddesi 34197 Yenibosna İSTANBUL