Nefes almamız, koşmamız, bisiklet kullanmamız, yemek yememiz, oyun oynamamız... Tüm bunları yapmak için gerekli enerjiyi yiyecek ve içeceklerden sağlarız. Ama yediğiniz her yiyeceğin, örneğin makarnanın, etin vücutta kullanılabilecek hale gelmesi için sindirilmesi gerekir. Bu besinler sindirildikten sonra vücut hücreleri onları kullanmaya başlar. Peki yediğimiz şeylerin vücuttaki yolculuğunu hiç merak ettiniz mi? Vücudumuzda sindirim işlemlerinin gerçekleştiği yol toplam 10 metre uzunluğundadır. Bu yolun girişi, ağızdır. Yediğiniz yiyeceklerin içinde bulunan karbonhidratlar ilk olarak ağzınızdaki tükürük tarafından parçalanır. Parçalanan besinler yemek borusunu geçerek mideye gelir. Mideye gelindiğinde ise, besinlerin sindirimi parçalayıcı etkiye sahip hidroklorik isimli bir asit tarafından yapılır. Bu asitler, değdikleri yeri yakarak eritir. Hidroklorik asitin mideyi parçalamasını engellemek için "mukus" adı verilen bir başka sıvı daha salgılanır. Bu sıvı, midenin iç duvarlarını tamamen örter ve hidroklorik asitin mideye zarar vermesini engeller. Böylece midenin kendi kendini sindirmesi engellenmiş olur. Son durak bağırsak Son durak ise, bağırsaklardır. İnce ve kalın olmak üzere iki çeşit bağırsaktan geçen besinler, bu yol boyunca daha da küçük parçalara ayrılır ve hücrelerin kullanabileceği hale bir gelir. Kan damarları yoluyla da tüm besinler ihtiyaç duyulan bölgelere doğru ilerler. Bunların hepsi günlük hayatın bir parçasıdır. Ancak çoğu zaman tüm bunların nasıl gerçekleştiğini düşünmeyiz.