Çocuklara edebiyatı sevdirmek amacıyla hareket geçen Mehmet İçkale İlköğretim Okulu edebiyat öğretmeni Murat Özyaşar, örnek alınacak bir çalışma başlattı. Özyaşar, öğrencilerin edebiyat dersinde ödev olarak yazdığı mektup ve öyküleri, "İçkale Çocukları" adlı kitapta topladı. İşin diğer bir sevindirici tarafı da çocukların, kitabın ardından şiddete olan eğilimlerinin azalması ve özgüvenlerinin artması. Bundan sonra sözü kendileri küçük kalpleri büyük arkadaşlarımıza bırakalım... > Canım anneme Ömer Yakut: (Uzun bir süre ayrı kaldığım anneme) Beni duyduğunu biliyorum. Her şey senin için. Sensiz çaresiz geçen bir ömür. Hâlâ alışamadım yokluğuna. Bazen günlerce çıkıp gelmeni nasıl bekledim. Yağmur yağarken bile bahçeye oturup yolunu gözledim. Gelemeyeceğini bilerek bekleyeceğim. Biz senin ardından dört kişi, sensizliğe alışmaya çalışıyoruz. > Depremzedelere Fidan Şanlı: (Depremi Yaşayan Kardeşlerime) Daha çocuktunuz, ömrünüzün baharında hayatınız yerle bir oldu. Ölümün size böyle ansızın yakalayıp o sımsıcak ana kucağından alıp götüreceğini düşünür müydünüz? Biliyor musunuz her sabah sizin için ne yaptığımı? Sadece sizin için bakarım gökyüzüne ve yine sadece sizin için el sallarım güvercinlere. > Sevgili babama Fatma Acar: Sevgili babacığım. Bana yazdığın son cümlelerini okuyarak ağladım. Gözyaşlarım, yazdığın kelimeleri adeta sel gibi götürdü. Sana yazacaklarıma karşılık bir daha cevap alamayacağımı biliyorum. Çünkü sen o penceresiz dört duvar arasından gökyüzüne yükseldin.