İbn-i Reyûlî, küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Temel din ve Arabî ilimleri babasından öğrendikten sonra, Endülüs'ün çeşitli şehirlerini ziyaret ederek, âlimlerin ilimlerinden istifâde etti. Daha sonra Tunus, Mısır ve Hicaz âlimlerinin derslerinde bulundu. Hac esnasında İslâm âleminin dörtbir tarafından gelen âlimler ile görüştü. Onlardan ilim öğrendi. Birçok kimseden hadîs-i şerîf işitti. Taliblerine ders verdi. KIRAAT VE TEFSİRDE... Ebû Ömer Talmenkî ve babası Feth bin Muhammed hocalarının meşhûrlarındandı. Allahü teâlânın dînini öğrenmek için çok çalışan Ebû Muhammed Ferecî, din bilgilerini öğrenmek için lüzumlu olan Arabî ilimleri çok iyi öğrendi. Kıraat ve tefsirde âlim oldu. Fıkıh ve hadîs-i şerîf ilminde söz sahibi idi. Âlimlerin ihtilâf ettikleri şeyleri çok iyi bilirdi. Haram ve şüphelilerden çok sakınır, mubahların birçoğunu da terk ederdi. Yalnız Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için çalışır, insanlara nasihat ederek onları Cehennem ateşinden kurtarmaya gayret ederdi. "Tabakât-ül-müfessirîn" sahibi Dâvûdî, İbn-i Reyûlî'nin hayatını anlatırken, "Hadîste, tefsirde ve kıraatte bir benzeri daha yoktu" demekte, Ebû Muhammed bin Sâid ise, "İlim ve amelde, vera ve doğrulukta Selefi Sâlihîn'in (Eshâb-ı kiram, Tabiîn ve Tebe-i tabiîn) "radıyallahü anhüm" yolunda idi. Arabî ilimler, Kur'ân ilimleri, fıkıh usûlü ve fürû'unda zamanının en önde gidenlerindendi. Belâgati çok yüksekti. Yazısı çok güzel, şiirleri eşsizdi" demektedirler. Hadis âlimlerinin hayatını ve târihlerini yazan imâmı Zehebî de "Hadîs ilminde âlim, imâmların ihtilâfında ârif idi. Tefsir ve kıraatte âlim, dinde sağlam, vera ve kıraat sahibi idi" buyurmaktadır. "ÖLÜM ENSENDE İKEN!.." Vaktini, Allahü teâlânın dînini öğrenmek, öğretmek ve ibâdetle geçiren Ebû Muhammed İbni Reyûlî, pekçok talebe yetiştirdi. Birçok kitap yazdı. Yazmış olduğu eserlerden hadîs ilmine dâir "Kitâb-ül-isti'âb" bilinen kitapları arasındadır. İbn-i Reyûlî vefatından biraz önce söylediği şiirinde şöyle demektedir: "Ömür geçiyor, bütün hareketler, işler yazılıyor... Âhirette yaptıkların karşına çıkarılınca nereye kaçabileceksin?.. Ey zenginliği ve i'tibârı ile böbürlenen dünyâ düşkünü kimse! Sen o kadar şaşkınsın ki, kefenin hazırlanmış, ölüm ensende iken hâlâ gülmektesin!.."