Eshab-ı kiramdandır. Hayber'de bir Yahudinin koyun çobanlığını yapardı. Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye hicretinden sonra, o tarafa gelen sahabilerle görüşüp Müslüman olmakla şereflendi. Sevgili Peygamberimizi görmek arzusu ile yanıp tutuşuyordu. Fakat efendisine hizmet ettiği için oradan ayrılamıyordu. O'NDAN BİR KILIÇ İSTEMİŞTİ Hayber savaşında koyunları otlatırken, savaş yapılan yere gelmiş, olup bitenleri görmüş ve sorarak öğrenmişti. Daha sonra sürüsünü götürmüş sahabinin ağılına kapatmış ve koşa koşa hasretiyle yanıp kavrulduğu Peygamber Efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek, O'ndan bir kılıç istemişti: "Yâ Resûlallah! Bana da bir kılıç veriniz, ben de cihada katılayım. Ümid ederim ki şehadet bana da nasib olur" dedi. Kılıcını eline alan Esved bir anda gözden kayboldu. Savaş bitmiş ve şehitler tek tek toparlanıyordu. Peygamberimiz şehid düşen Esved'in yanına yaklaşırken parmaklarının ucuna basarak geliyordu ve soranlara: "Esved'in etrafına o kadar melek gelmiş ki basacak yer bulamıyorum" buyurmuştu. ESVED ŞU ANDA CENNETTE Bir namaz vaktine kavuşup namaz kılamadan Allah'a kavuşan Esved'in yanına Peygamberimiz gelince birden başını çevirmişti. "Niçin böyle yaptın?" diyenlere: "Esved şu anda cennette hurisi ile şakalaşıyor, utanmasınlar diye başımı çevirdim" diyordu.