Saîd el-Nibâcî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Basra yakınlarında Nibâc köyünde doğdu. Hicrî üçüncü asrın ilk yarısında vefât etti. Evliyânın meşhurlarından Zünnûn-i Mısrî’nin talebesidir. Ahmed bin Ebi'l-Havârî, Amr bin Osman Mekkî, Ebû Saîd Harrâz gibi âlim ve velîler onun talebelerindendir. Buyurdu ki:
"Allahü teâlâdan gelen şeyleri, nîmetleri ve kendisinden Allahü teâlânın neyi istediğini bilmeyen kimse, kalbini perdelemiş olur. Kim nefsinin isteklerine kavuşmak için acele ederse, iyiliklere kavuşma yollarını keser. Kim nefsinin her istediğini yer ve bunların peşine düşerse, o kimsenin başına çeşitli belâlar gelir. Allahü teâlâyı unutmak, O'ndan gâfil olmak, Cehennem'e girmekten daha şiddetli bir hâldir. Allahü teâlâdan başka şeyleri anmak, onlardan bahsetmek kalpte kasvete, katılığa sebeb olur. Şeytan; 'Kim bana karşı kendini benim tuzağımdan kurtardığını zannederse, ben onu ucub ile yâni kendini beğenmekle tuzağıma düşürürüm' demiştir."
"Fudayl bin İyâd hazretlerine; 'İnsan Allahü teâlânın muhabbetinde ne zaman son dereceye ulaşır?' diye sorulunca; 'Allahü teâlânın vermesi ile vermemesi o insan yanında müsâvî olduğu zaman' (Her hâlükârda râzı olduğu zaman) diye cevap vermiştir."
"Rızkını Allah'a havâle edip, yalnız O'ndan bekleyenin ahlâkı güzelleşir, harcarken cömert olmak ona zor gelmez, namazda dünyâ malı için vesveseye düşmez."