Osman bin Merzûk el-Kureşî

A -
A +

0sman bin Merzûk el-Kureşî, büyük velîlerdendir. Mısır'da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1168 (H.564) târihinde Mısır'da vefât etti. Kurâfe Kabristanında İmâm-ı Şâfiî hazretlerinin kabri yakınına defnedildi. Mâlikî mezhebi müftîsiydi... O, ÂRİFLERİN SÜSÜ İDİ... Osman bin Merzûk hazretleri, fıkıh ilmi ile tasavvuf ilmini birleştirenlerden biriydi. Zamânında yaşayan velî ve âlimler kendisine çok hürmette bulunur ve büyüklüğünü kabûl ederlerdi. İçinden çıkamadıkları bir meseleyi ona sorarlardı. Verdiği cevaplara hiçbir velî veya âlim îtirâz etmezdi. Osman bin Merzûk, âriflerin süsü olup, çok heybetliydi. Görüldüğünde korku hâsıl eden bir muhabbet meydana gelirdi. Allahü teâlâdan çok korkar, gelen dert ve belâlardan lezzet alırdı. Zaman zaman; "Allahü teâlâdan gelen her şeye râzı olmak lâzım gelir. Bir kimse Allahü teâlâdan râzı, Allahü teâlâ da ondan râzı ise, en büyük makâma kavuşmuştur" buyururdu. Osman bin Merzûk hazretlerinin hikmetli sözleri de pek çoktur. Sevdiklerine sık sık şöyle buyururdu: "Nefsini bilene, insanların övmesi zarar vermez. Kendini bilmeyip de insanların medhetmesine kapılanların vay hâline!.." Kendisine; "Tasavvuf nedir" dediler. Bunun üzerine o; "Tasavvuf, halk içinde Hak ile olmaktır. İnsan, sâhibini bir an unutmamalıdır. Allahü tâlâyı bir an kalpten çıkarmak (unutmak), büyük bir felâkettir. Yüksek bir yerden düşmektir" buyurdu. Yine ona; "Hakîki kul kime denir?" dediler. O; "Hakîkî kul, Mevlâsı hâriç, her şeyden ümidini kesendir" buyurdu. Kimlerden sakınalım diye sorduklarında; "İşi karışık kimselerle düşüp kalkanın, hâli de karışık olur" buyurdu. Talebelerine nasîhati şöyle oldu: "Bu yola girenin, her şeyden önce bu yolun edebini öğrenmesi lâzımdır. Hiçbir edepsiz vâsıl-ı ilallah olamamış, Allahü teâlâya kavuşamamıştır." İBRET NAZARIYLA BAKANLAR... "Allahü teâlânın zâtında ve sıfatlarında mârifet sâhibi olmak isteyenin, basîret sâhibi olması lâzımdır. Zerreden Arş'a kadar bütün mahlûkât, Allahü teâlânın ezelî varlığının bir delîlidir. İbret nazarıyla bakanlar, O'nun varlığını, birliğini, kudret ve azametini ancak basîreti kadar görebilirler." Osman bin Merzûk hazretleri vefat edeceği zaman buyurdu ki: "Hiç kimsenin elinde bir şey yoktur. Allahü teâlâ dilerse olur, insanın güç yetirip yetirmemesi önemli değildir. Bize düşen, çalışıp neticeyi beklemektir. Ölmeden önce ölmek lâzımdır."