Zünnûn-i Mısrî hazretleri Mısır'ın büyük evliyasındandır. Sohbetleri ile on binlerce kişi hidayete ermiştir. Mâlikî mezhebinin imâmı, Mâlik bin Enes hazretlerinin talebesidir... "İHLAS NASIL BELLİ OLUR?" Bu büyük veliye bir gün, "Kulun ihlâs sâhibi kimselerden olduğu nasıl belli olur?" diye sordular. Buyurdu ki: "Kendisini tam mânâsıyla ibâdete verip, insanların nazarında mertebe ve îtibârının silinmesini severek kabûl ettiği zaman..." Bir gün de, "Bozulan kalbi düzeltmek için ne yapmak lâzımdır?" diye sordular. "Beş şey yapmalıdır: Helâl yemek, Kur'ân-ı kerîm okumak, sâlihlerle sohbet, gece ibâdet etmek, seher vaktinde ağlamak" cevâbını verdi. Mısır'da Muhakked bin İsmâil isimli biri, çok güzel ve dillere destan evlere sâhipti. Bir gün yine güzel bir ev yaptırmış ve başka bir eksiklik var mı diye etrâfında dolaşıyordu. O sırada Zünnûn-i Mısrî hazretleri yanına geldi ve ona; "Ey mağrur, bu kadar emeği, emânet olan bir dünyâ evine verdin. Ebedî evin olan Allahü teâlânın evine (îmâna) ne emek verdin?" diye sordu. Sonra; "Bu dünyâda kendin için nasıl olsa bir ev bulursun ve içinde oturursun. Fakat öbür dünyâda eğer şu dört hudut arasında kendine bir ev yapmazsan hâlin perişân olur. Maazallah Cehennem'e gidersin. O dört huduttan ilki; dünyâdaki fazla malı ihtiyaç sâhiplerine vermek, ikincisi; Allahü teâlâdan korkmak, üçüncüsü; Allahü teâlâyı ve O'nun sevdiklerini sevmek, dördüncüsü ise; bütün musîbetler karşısında sabretmektir. İşte bu dört hudut içindeki evi kendine al, o senin için yeterlidir. O hudutlar arasında yer alan ev, Cennet evidir. Altında bal ve süt akan ırmaklarla, içinde istediğin her nîmet ve yiyecek vardır" dedi. "ALLAHÜ TEALA AFFETTİ..." Bunun üzerine o şahıs; "Ey efendi, ben çok günah işledim, onlar için ne yapayım?" dedi. Zünnûn-i Mısrî hazretleri; "Allahü teâlâ dilerse bütün günahları affeder. Yeter ki sen cânu gönülden tövbe et" deyince, adam ağlamaya başladı ve cânu gönülden tövbe etti. Bütün evlerini satıp, parasını fakirlere dağıttı ve o mübareğin talebesi oldu. Bir süre sonra da vefât etti. Defnettiklerinin ertesi gününde, kabrin üzerinde bir kâğıt gördüler. "Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin söylediklerinin hepsi doğru çıktı. Cânu gönülden tövbe ettiğim için, daha önce işlediğim bütün günahlarımı Allahü teâlâ affetti. Şimdi altından ırmaklar geçen Cennet evindeyim" yazıyordu.