*Frankfurt Dokuz gündür Almanya'dayız. Buradan baktığımızda, gördüğümüz Türkiye fotoğrafı flû. Yani netlikten uzak. Bu bozuk fotoğrafı ortaya biz koymuyoruz. Başkent Berlin ile finans merkezi Frankfurt'ta edindiğimiz bilgilerin ışığında olumsuz yorumlamayı yapıyoruz. Türkiye'de dikte etttirilmeye çalışılan "işler iyiye gidiyor" haberlerinin aksine, Almanya'da "işiniz zor" mesajlarını duyuyoruz. Siyahı beyaz yaparlar! Değerli okurlarım taraflı haberlere inanmayın. Objektifliği bir kenara atmış, basın meslek ilkelerini ayaklar altına almış bazı medya kuruluşlarının gerçekleri yansıtmayan haberlerine kanmayın!.. Birkaç örnek size... Aylık enflasyon yüzde 6 çıkar. Ama onlara göre işler düzelme yolundadır. Döviz 685 bin TL'den 1 milyon 700 bin TL'ye yükselirken susarlar. Dolar 1 milyon 500 bin liraya düşünce bayram ilan ederler. Petrol ürünlerine hiç durmadan hükümet zam yapar. Taraflı medyaya göre zamlarla birlikte TÜPRAŞ kâr edecektir... Zavallı ekonomimiz son zamanlarda sağlanan başarılarla değil taraflı haberlerle düzeltilmek isteniyor. Unutulmamalı ki..Eğer uygulamada ve işin özünde yanlış varsa..Hızla düşen faiz hızla yükselir. Hızla inen döviz hızla tırmanır. Hızla tırmanan borsa hızla iner. Biz uydurmadık bunları. Ekonominin temeli bu somut kurallar üzerine oturtulmuş. Dedik yâ..Taraflı medyanın amaçlı haberleri, ekonominin iyileşme yolunda bulunduğunu gösteriyor. Gâvur değil dost sözü Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in de katıldığı Bankacılık Kongresi'nde Türk ekonomisini değerlendirttiğimiz Alman bankacılar inanın bizimkilerden daha fazla Türkiye'yi düşünüyor. 'Dost doğruyu söyler' misali davranıyorlar. Alman finansçıların dedikleri "İç borcu iç borçla, dış borcu dış borçla geri ödüyorsunuz. Dövize bağlı dış borç stoku sürekli büyüyor. İç ve dış borcu azaltmak yerine borçların yeniden çevrilmesi görüşü üzerinde strateji belirleniyor. IMF'den ek kaynak verileceğine dair haberler gelmeseydi, Arjantin'den beter olurdunuz. Merkez Bankanız IMF'nin serbest bırakmadığı kredi dilimini Hazine'ye kullandırıyor. Yabancı sermaye kapınızı çalmıyor. Borsanıza kalıcı yabancı yatırımcı uğramıyor. Devletin geliri sağlıklı bir vergi gelirinden çok zamlar ve artan vergi oranlarıyla kazanılıyor. Devleti küçülteceğinize üreten reel kesimi küçültüyorsunuz. Gerçekleştirilen reformların sonucu sağlanan bir başarı yok. Hükümetiniz aldığı kararların arkasında duramıyor çünkü aralarında anlaşamıyorlar. Siyasi gerginliklerin sürekliliği bizi yeni yılda daha fazla korkutuyor. Beklentileriniz olumluluk olduğundan herşeyi abartılı değerlendiriyorsunuz. Hedefler revize ediliyor. Enflasyonla mücadeleye dikkat edilmiyor. 2002 ölüm-kalım yılıdır" oluyor. Alman bankacıların ifadelerinden "işiniz zor" yorumu çıkmaz da ne çıkar? 2000 Kasım'ı, 2001 Şubat'ı Şubat'a kadar geçecek altmışbeş gün çok önemli. Öyle böyle idare etmeye çalışacak ekonomi yönetimi. Tek güvenceleri ek kaynak kredisi. Uluslararası Para Fonu (IMF) 10 milyar Dolarlık ek kaynağı kullandırmayı geciktirirse iş yaş. Ayrıca piyasalarda doğabilecek fırtınalar unutulmamalı. Hatırlar mısınız.. Geçtiğimiz yıl Kasım ayı sonrasında dalgalanmalar başlamış, Şubat'ta kriz patlamıştı. Unutmayalım, o dönemde tüm güçle faizlerin düşürülmesi için ter dökülmüştü. Faiz düştükçe "işler yoluna giriyor" denilmişti. Sonra faiz kontrolden çıkmış, nakit darboğazı olmuş, sıcak para yurtdışına kaçmış, döviz patlamıştı. Sn. Öztrak! Bir yıl evvelinden ders almamız lâzım da..Nerede? Hazine Müsteşarı Faik Öztrak tutuyor Washington'da "faizler düşecek" açıklaması yapıyor. Beyefendi niye bu düşüşün piyasalar tarafından gerçekleştirilmesini beklemez? Niye liberal ekonomiye ters biçimde 'emredici, baskıcı' konuşur? Faizi emirle düşüremezsiniz Sayın Müsteşar. Bırakın piyasalar kendi yönünü belirlesin. Gölge etmeyin yeter. Affedersiniz ama siz Hazineci bile değilsiniz! Öztrak soyadının mirasını yiyorsunuz. Ne buyurdunuz duyamadım efendim!!!