"Bana da Kemal demesinler!.."

A -
A +

¥ Edirne Sevgili okuyucularım. Osmanlının büyüklüğünü hissetmek isteyenlere "Edirne'ye gidin" diyorum. Ve, kendime çok kızıyorum; "Bugüne kadar niye Edirne'ye gitmemişim." Osmanlının ikinci başkenti Edirne'yi görünce, bu serhat şehire beni getiren Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a teşekkür ediyorum. Dünyayı dolaşan Türkiye'nin her tarafını gezen bir insanım, ama.. Otuzaltı yaşımızda görmek nasipmiş Edirne'yi. Adrianapolis değil Edirne Bizans İmparatorluğu'nun Adrianapolis kentini, ceddimiz Osmanlılar Edirne yapmışlar. Sultan 1. Murad Han, 1365 yılında Osmanlı Devletine payitaht (başkent) seçmiş. Beylikten İmparatorluğa geçişte Osmanlının merkezi Edirne olmuş. Cennetmekan Fatih Sultan Mehmet, Edirne'de doğmuş. İstanbul'un fethinde surları yıkan toplar Edirne'de dökülmüş. Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" sözleriyle, altı yılda gerçekleştirdiği Selimiye Camii, biliyoruz ki; Osmanlının en önemli eserlerinden birisi. Muhteşem Selimiye Camii de Edirne de. İslam alimi Hasan Sezai hazretlerinin kabri de Edirne şehrimizde. Edirne'nin tarih, kültür, manevi zenginliğini yaz yaz bitmez. Domurcalıların sevinci Kemal Unakıtan'ı Edirne otoban turnikelerinde muazzam bir kalabalık karşıladı. Sanki seçim havası var sanırsınız. Tayyip beyin ve tüm AK Parti camiasının 'Kemal abisi' ni bağırlarına basıyor hemşehrileri. Unakıtan, Maliye Bakanı olduktan sonra ilk kez geliyor doğduğu yer Edirne'ye. Kendisine büyük sevgi var. Hacı çeşme mezarlığına uğradı Kemal Unakıtan. Annesi Hidayet hanım, babaannesi Leyla hanım ve babası Hacı Mustafa beyin mezarlarını ziyaret etti. Fatiha okudu. Kabinenin güçlü ve dirayetli isminin sonraki adresi, köyü Domurcalı idi. Süloğlu ilçesine bağlı Domurcalı köyü insanları, kendi içlerinden Maliye Bakanı çıkarmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. "Benimle dalga geçenlere...!" Havası temiz, insanları güleryüzlü, buram buram Türklük ve İslam kokan Edirne'de dolaşırken.. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan kulağıma "sana Ankara'da (Benimle gez, stres atarsın. Ülke gerçeklerini yaşarsın) demiştim. İşte başkentten yüzlerce kilometre uzaktayız. Yalansız, riyasız insanlarla beraberiz" cümlelerini fısıldıyor. Sohbeti genişletme düşüncesindeyim. Fakat Salih Yendi sözlerime başlamamı engelliyor. Unakıtan'a basın müşaviri Salih Yendi bilgi veriyor: "Efendim, vergi barışı kanunuyla sağlanan rakam 6 katrilyon 600 trilyon lirayı bulmak üzere." Yüzüme bakıp, konuşuyor Unakıtan: "Tüccar kafalılığımla dalga geçiyorlardı bazıları. Özel sektörden gelen bir Maliye Bakanını hazmedemiyorlardı. Sana bakanlığımın ikinci gününde vergi barışı projemi anlattım. (Katrilyonlar gelmezse, ben bu işi bilmiyorum) lâfımı hatırla,. Ziya Osman. At binenin, kılıç kuşananın. Tayyip bey ve AK Parti iktidarı Türkiye için bir şanstır. Tüm zorlukları aşacağız, Allahın izniyle." Doğru söze ne denir? Evet, Kemal bey! Cevabınız! Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı tahrik edeyim. "Kemal bey, vergi barışını başardınız. Daha bu kanun gündemde yok iken, bana söylediğinize şahidim. Peki özelleştirmeyi başarabilecek misiniz?" 'Kemal abi' iddialı bir cevap veriyor: "Herkes görecek neyin ne olduğunu. Özelleştirmedeki başarımız, vergi barışını da geçecek. Milyarlarca dolar özelleştirme geliri sağlayacağım. Başaramazsam, bana da Kemal demesinler. Bizde yalan yok, sayın Açıkel." Başaracağınıza eminim sayın Kemal Unakıtan. Başaramayacak olanlar sadece yalancılardır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.