Banka mı, patron mu, ekonomi mi kurtarılıyor? Akçakoca'ya göre...
Malûmunuzdur Mali sektöre ve reel sektöre destek verme amacıyla hazırlanan yasa tasarısı Türkiye'yi sarstı. Herkesin kafası karışık. Ağzı olan konuştuğundan yasa tasarısının, nedeni ve niçini anlaşılamıyor. Medyada üç grup arasında savaş yaşanıyor. "Vatandaşın parasıyla durumu kötü banka sahibi patronlar kurtarılacak" yayını yapıyor birisi. Diğeri "ekonominin düzelmesi için mali sektör desteklenmeli" görüşünü savunuyor. Patronu cezaevinde olan medya kuruluşu ise "El konulan bankaların günahı ne? Bu tasarı taraflıdır. Haksızlık var. Devlet ve millet zarar görecek" şeklinde yayınlarda bulunuyor. "Gazı olan konuşur" Engin Akçakoca beraberinde Başkan Yardımcıları Teoman Kerman, Fikret Sevinç, Ceyda Pazarbaşıoğlu, Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanı Abdülhalik Berber ve TMSF Kurul Üyesi Muhammet Ünal ile basın mensuplarının önüne çıktı. Kahvaltı yapmayan Akçakoca sözlerine "son günlerin en ateşli konusunu sizlere ayrıntılarıyla anlatacağım" diyerek başlıyor. "Gazı olan konuşur" diye manşet atan gazetenin başlığını çok beğendiğini söylüyor BDDK Başkanı. Bu yaklaşımıyla yasa tasarısı hakkında yorum yapanlara cevabını esprili biçimde iletiyor Akçakoca. Malezya ve Japonya örneği Uluslararası normlarda sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 8 ve üzeri olduğunu belirten Engin Akçakoca, BDDK olarak Türk bankacılığında da bu oranı yakalamak istediklerini anlatıyor. Peki, Türkiye'deki finans sektörünün durumu nedir? Akçakoca: "Ekonomik kriz mali sektörü sıkıntıya soktu. Bankalar bu yılı kârsız kapatacak. Bankacılık sektörü güçlü olursa reel sektöre daha fazla kaynak aktarır. Yoksa işler yürümez. Aynı olayları pek çok ülke yaşadı. Hızlı davranıp bankacılık sektörünü destekleyen kazanıyor. İşte örnek; Malezya hemen toparlandı, ekonomisi düzeldi. Japonya ise altı yıldır bankacılık kriziyle dans ediyor ve hastalığı atlatamadı." Devlete maliyet 4 milyar dolar Süratli bir şekilde operasyonun gerçekleştirilmesi gerektiğini savunan BDDK Başkanı şu sözleriyle konuşanları susturmak ister gibiydi: "Devlete maliyet 4 milyar Dolar olur. Sermaye yeterlilik rasyosusu oranında yapılan yorumlar bizi ilgilendirmez. Her ülkenin kendine göre bir çözümü var. Oran yüzde 1 veya yüzde 8. Ülkeden ülkeye değişir. 30 Eylül 2001 tarihini esas alarak çalişacağız. Fona alınan bankaların o dönemdeki kura göre zararları 7.5 milyar Dolar idi. Biz Hazine'den 18 milyar Dolarlık özel tertip kâğıt alarak rehabilitasyona gittik. Şimdi eğer harekete geçmezsek rizikonun bedeli gün geçtikçe artacak." Sorular... Cevaplar Devlet olarak bankalara nakdi bir para verilmeyeceğinin altını çizen Engin Akçakoca "Yedi yıl vadeli özel tertip Hazine kâğıdı verip karşılığında bankaya ortak olacağız. Banka sermayesini artırdıktan sonra ortaklıktan ayrılacağız" diyor. Artık bankalara el koyma devri bitti mi? "Hayır. Sermaye yeterlilik rasyosu (-) olanları el konulacak." Akçakoca'ya soruyorum: " Sayın başkan hükümetten destek alabilecek misiniz?" Yüzüme anlamlı anlamlı bakıyor BDDK başkanı ve konuşuyor: "Türkiye için çalışıyoruz. Yapılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu işin ihmali olmaz. Bir kriz durumundan geçiyoruz. Bunu polemik konusu yapmamak lazım." Bu sözlerin muhatabı bence direkt MHP'dir. "Milli Güvenlik Kurulu ülkenin milli bütünlüğü için çalışır. Neden MGK'da bu operasyon masaya yatırıldı" diye çok sert bir soru geliyor bir meslekdaşımızdan... Engin Akçakoca : "MGK konusunda konuşmak istemem. Benim MGK'daki katıldığım ilk toplantı oldu." Acayip bir soru daha: "Tasarı eğer TBMM'den geçmezse ne yapacaksınız?" BDDK Başkanı kendinden emin: "Onu o zaman konuşuruz." Sonuç Sevgili okurlarım.. Yazımızın başlığı "Banka mı, patron mu, ekonomi mi kurtarılıyor?" Akçakoca'ya göre; "Ekonomi." Kesinlikle Devlet Bakanı Kemal Derviş ve ekonomi yönetiminden oluşan ekibi bu tasarıyı kanunlaştırmakta kararlı. Bu biline. Engin Akçakoca'nın sözlerinden anlaşılmıyor mu?