Bazı partilere ve liderlere ayıp ediliyor...

A -
A +

¥ İZMİR Gazeteci tarafsız olmalı. Gazeteci objektif düşünmeli. Gazeteci gerçek ve doğruları yazmalı. Ama nerede bu ilkelilik? Neredeee!... Erken seçim yaklaştıkça liderlere duyulan şahsi kin (evet yanlış okumadınız şahsi kin) ve çalışılan grupların kurumsal düşmanlıkları, taraflı, maksatlı ve amaçlı yazıları kaleme aldırıyor. Bir şeyler yazmak gerekirdi Bir meslektaşım var. Benim gibi büyük bir ulusal gazetede ekonomi ve siyasi konularda köşe yazarlığı yapıyor. Yine aynı meslektaşım, TGRT'de benim hazırlayıp sunduğum ekonomi ve siyasi programları diğer bir büyük televizyon kanalında gerçekleştiriyor... Öyle bir köşe yazısı kaleme almış ki benim Ankaralı meslektaşım. Vallahi şaşırdım. Normalde bu yazımın Ege bölgesindeki seçim havasını yansıtan konuda olması lazımdı. Ancak. Manisa'da dün sabah o köşe yazısını okuyunca ben de 'bir şeyleri yazmak' istedim. Türkiye'yi batıracaklarmışşş! Hiç değiştirmeden... Cümlelerin yerleriyle oynamadan... Noktasına, virgülüne bile dokunmadan... Meslektaşım şu görüşlerini açıklıyor: "Vaatlere baktığımızda özellikle DYP ve Genç Parti'nin ayakları yere basmayan gerçekten, gerçekten "atış serbest" dedirtecek vaatleri hemen göze çarpıyor." Gerçekleri çok iyi bildiğini savunan (!) meslektaşım devam ediyor: "Genç Parti'nin .............. (burada uzamasın diye Uzan'ın söylediklerini yazmıyorum) vaatleri sonunda Türkiye'yi, geri kalmış açlıkla boğuşan bir Afrika ülkesi yapmaktan başka bir işe yaramaz. DYP ise imkansız vaatlerini her geçen gün artırıyor. Çiftçiye 6.5 milyar ve birer traktör vaatleri, hiçbir şekilde ayakları yere basmayan Çiller'in daha önceki "iki anahtar" vaatlerini hatırlatan sözler. Bizce, DYP tüm inanırlılığını kaybetti. AK Parti başta gerçekçi olmaya çalışıyordu ama sıkıştığında tabanını ileriye götürmek yerine, kolaycı yollara sapıp, vaatlerini artırma yolunu seçmekten kaçınmadı. Faiz dışı, fındık ve türban konularındaki demeçler bizce AKP'nin güvenirliğine büyük darbe vurdu. Çünkü, "Demek ki bizi kandırıyor, gerçek niyetlerini saklıyorlar" şüphesini artıran tavırlardı." Sözlerini sürdürüyor meslektaşım: "Umarız halk bu kez kendisini kandırmaya kalkışanları seçmez, güvenilir, ülke ve çocuklarımızın geleceğini düşünen, bunları tehlikeye atmayacak olanları seçer." Meslektaşım aba altından sopa göstermeyi unutmuyor: "Ucuzculuk, hayalci vaatler kazanırsa, seçim sonrasında işimiz gerçekten çok zor..." Recep Tayyip Erdoğan'ın, Tansu Çiller'in, Cem Uzan'ın Türkiye'yi batıracaklarını açıkca iddia ediyor. Anladık ki, meslektaşımız seçmenden, 3 Kasım'da AK Parti, DYP ve Genç Parti'ye oy vermelerini istemiyor. Diğer partilere nasıl bakmış arkadaş! Peki, tarafsız (!) meslektaşımız diğer partiler için ne düşünmüş acaba: "DSP, ANAP, MHP, CHP'nin ayakları yere basan vaatlerde bulundukları, "halkı kandırmayan kazanacak" anlayışıyla oldukları gözleniyor. Umarız halk da artık değiştiğini gösterip, kendi fikirlerine uyan ama gerçekci vaatlerde bulunanları seçme sağduyusunu gösterir." Demek ki, meslektaşımız DSP, MHP, ANAP ve CHP'ye oy verilmesini tercih ediyor. Sakın böyle düşünmeyin Fikirlerini, ilişkilerini ve destekçilerini yıllardır çok iyi bildiğim meslektaşım CHP'yi ön plana çıkarma arzusunda. DSP, MHP, ANAP o cümlede sadece figüran şeklindedirler. Hele Saadet Partisi, YTP, BBP, LDP ve diğer siyasi partiler, o meslektaşımıza göre sanki oy pusulasında bulunmuyorlar. Gözünde anlamsızlar sanki. Oylar kimsenin tekelinde değildir Gazetecilik bu kadar ucuz olamaz. Bazı partilere ve bazı liderlere ayıp ediliyor. Ayıp edene ayıp ederler efendim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.