İmar Bankası skandalının boyutu her geçen gün büyüyor. Olay, artık İmar Bankası'nı da aşıp, Uzan grubuna bağlı tüm şirketlere sıçradı. Tutuklamalar, gözaltılar gerçekleştiriliyor. Gıyabi tutuklama kararları alınıyor. Gruba bağlı nakit gelirleri yüksek şirketlerin gelirlerine el konuluyor. Telsim her an Uzanların elinden, lisans iptali yoluyla gideceğe benziyor. Uzan grubuna yönelik operasyonların nasıl sonuçlanacağını hep beraber yaşayarak göreceğiz. Biz burada konuyu bir başka boyutuyla ele alacağız, efendim. Uzanların başta İmar Bankası'nda olmak üzere, şirketleri aracılığıyla yaptıkları ileri sürülen usulsüz işlemlere karşı harekete geçen iki kuruma; BDDK ve SPK'ya dikkat çekeceğim. Nasıl yazarlık ama! Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Engin Akçakoca ile Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr.Doğan Cansızlar'a çift yönlü yaylım ateşi var. Uzanlar zaten her iki kuruma ve iki başkana iyi gözle bakmıyorlar. Bunu herkes biliyor. Diğer taraftan bazı yazarlar ile yazar geçinen işi bilmezlere ne demeli? BDDK ile SPK'yı İmar Bankası olayında geç davranmakla, iki başkan Akçakoca ile Cansızlar'ı korkak davranmakla eleştiriyorlar. Hatta bazı yazarlar, BDDK ile SPK başkanlarının olayların nereye gideceğini erkenden anlayamadıklarını ve kurumlarını harekete geçiremediklerini savunuyorlar. Masa başında oturur bu yazar takımı. Saat 11'de işe gelip önce sabah kahvelerini içerler. Ardından öğle yemeğine çıkarlar. Ardından günlük gazeteleri okurlar. İlişkide oldukları, maaş aldıkları, açıktan büyük maddi destek gördükleri ticari grupların istekleri doğrultusunda köşelerini yazarlar. Yazılarını bitirdikten sonra da, yazıyı önce menfaatlendikleri yerlere gönderir, ardından kendi gazete yönetimlerine verirler. Üç-beş yazar değil, toplum karar verir! Ankara'dan uzaklardır. Devletin kurumlarının adlarını dahi yanlış yazarlar. Bağımsız kurulların, Müsteşarlıkların, Genel Müdürlüklerin yönetildikleri binaların yerlerini bile bilmezler. Mesleklerine saygısı olmayan bu insanların, kalkıp BDDK'ya, SPK'ya dil uzatmalarını, değerli başkanlarına çamur atmalarını şiddetle kınıyorum. Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik konularında SPK'nın aldığı kararlar ne çabuk unutulmuşa benziyor. İmar Bankası'nda bankacılığın dışında akla gelebilecek tüm işlerin yapıldığını ortaya çıkaran BDDK değil de, kimdir? Daha fazla bu konuda yazmak istemiyorum. Neyin ne olduğuna üç-beş yazardan çok toplumun karar vereceğini biliyorum. Yalanla yıpratılmak istenenler... Sonuçta zaten kazanıyor! Bir Ankara gazetecisi olarak bana iki soru sormanızı isterdim. İlk sorunuz eğer "Bürokraside en zor makamlar neresidir?" olursa..." Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Sermaye Piyasası Kurulu Başkanları ateşten gömleği giymişlerdir. O makamların başkanların işi zordan da ötedir" cevabımdır. İkinci sorunuz "Yıllardan beri bürokraside üst görevlerde çalışan ve kirlenmemiş insanlar arasında en üst sırada kimler yer alır" olursa..." Devlette görev yapan bürokratların içinde Doğan Cansızlar da, Engin Akçakoca da dürüstlük timsalleridir" derim. Muhterem okuyucularım. BDDK gibi, SPK gibi kurumları, o kurumların başkanlarını ve çalışanlarını yalanlarla yıpratarak kimse bir yere varamaz.