Ankara'da... Kimin ne yaptığı belli değil. Mesut Yılmaz: "MHP yanlış yapıyor. Hükümetten çekilsin." Devlet Bahçeli: "Yılmaz bize karışamaz. Telkinle iş yapmayız. Hükümet devam etmeli." Tansu Çiller: "Seçimin ertelenmesine karşıyız. Ama hükümet yıkılırsa, ülkenin hükümetsiz kalmasına izin vermeyiz." Recep Tayyip Erdoğan: "Seçim asla ertelenemez. Biz oyunların içine girmeyiz." Recai Kutan: "Bu hükümet gensoruyla yıkılmalı. 3 Kasım seçimi ertelenemez." İsmail Cem: "Gensoruyu destekliyoruz. Seçime bu hükümetle gidilemez. Yeni hükümet şart." Deniz Baykal: "Seçim erteleme düşüncesi çirkinliktir. 3 Kasım'da seçim, 4 Kasım'da yeni hükümet olacak." Bülent Ecevit: "Türkiye'yi 3 Kasım seçimine bu hükümet götürecek. Bu hükümeti istemeyen varsa, bulsunlar 276'yı düşürsünler hükümeti." Liderlerimizin açıklamalarının özeti bunlar. İçlerinde tutarlı olanlar var. Çelişkilerle dolu olanlar var. Şahsi menfaatine yönelik beklentisi olanlar var. Ve... Doğruyu söyleyen (ler) var. Sözün kısası! Anlaşılan. Yüzde 10'luk Türkiye barajı korkusu AKP ve CHP'nin dışındaki tüm partilerde hissediliyor. Avrupa Birliği konusu, Kıbrıs'ın satılacağı iddiası, Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılıp F tipi cezaevine gönderileceği, sonra da serbest kalacağı söylemleri tamamiyle yüzde 10 korkusundan ötürü ifade ediliyor. Böyle siyaset olmaz. Böyle politika yapılmaz. Türkiye'yi yönetenler ile yönetecek olan liderlerimizin saat başı değişik açıklamaları, onlara duyulan güveni (sarsmıyor!) yerle bir etmeye yetiyor. Şuna eminim; korku dağları sarmış! Kim ne ister acaba! Bana göre! Tansu Çiller... Başbakanlık istiyor. Hem de 3 Kasım seçiminden önce. Mesut Yılmaz... Başbakan Yardımcılığı'nı Tansu Çiller kabinesinde sürdürmek istiyor. Tabii ki seçime düşman. Ne de olsa, barajı aşamayacak! İsmail Cem... Derviş'in ihanetine rağmen YTP'yi ayakta tuttu. Gensoruyla hükümeti yıkarken kurulacak yeni hükümete de girme taraflısı. Çiller'in Başbakanlığı'na "evet" diyebilir. Recai Kutan... "Seçim ertelenmemeli sözü" gerçeği yansıtmıyor. Barajı geçemeyecek SP gensoruyla yıkmak istiyor hükümeti. Seçimi normal zamanı olan 2004'e götürecek hükümeti (o hükümetin Başbakanı Tansu Çiller olmasına razılar) destekliyor. Çünkü Erbakan hoca öyle istiyor ya! Devlet Bahçeli... Tam çözemedim Sayın Bahçeli'nin tavrını. Görüntü, MHP'nin stratejisini aşırı sert politikaya bağladığını ortaya koyuyor. Elbette, 3 Kasıma kadar kavga, gürültülü de olsa hükümette kalma taraftarı. Seçim yanlısı. Ancak Genel Merkez teşkilatları kırmışa benziyor. Deniz Baykal... En rahat lider. Küskünü yok, kırgını yok. AKP'yi tehlike (!) göstererek, ona karşı CHP'yi lâikliğin sigortası olarak göstermeye çalışıyor Baykal. Medyanın da güçlü ve taraflı rüzgarını almak üzere. Siyasi kariyerine Başbakan ünvanını eklemek için çaba gösteriyor. Recep Tayyip Erdoğan... Partisinden emin. Kendisi milletvekili adayı olmasa da AKP'nin iktidara geleceğine inanıyor. Her halûkârda AKP çok çok rahat. Her kesimle, her kurumla son dönemlerde iyi diyaloglar kurdu. 3 Kasım'dan en kârlı çıkacak lider. Bunlar benim görüşlerim. Yine de... Ankara'da liderlerin söylediklerini anlayan varsa, işi bilen varsa beri gelsin.