Bürokrat imza atmaya korkuyor

A -
A +

Bürokrasi sıkıntılı, bürokrat korkulu. Ankara'da işler maalesef yürümüyor. Çünkü işi yürütenlerde 'korku' var. Başkentte şöyle bir dolaşın..Müsteşarı'ndan Genel Müdürü'ne, Daire Başkanı'ndan Şube Müdürü'ne kadar tüm memur kesimini ziyaret edin. Göreceksiniz ki, devletin işleyişini sağlayan bu insanların elleri son günlerde çalışmıyor. Daha açık ifade şekliyle bürokratlar önlerine gelen evraka imza at-mı-yor. Demiralp-Erçel örneği Bu yazdıklarımı okuyunca "İşte bürokrasi..Devlette işlerin iyi gitmemesinin sebebi bürokratlar. Bürokrasiyi ve bürokratları ortadan kaldırmalıyız" diye düşünmeyiniz. En zirve bürokratlar olan, IMF ile geçen programı yürüten Selçuk Demiralp ile Gazi Erçel'in durumları ortada. Hükümet teknik çalışmaları bu insanlara yaptırdı. Yük onların sırtına yüklendi.Programın işleyişini siyasiler değil bürokratlar sağladı. Ancak.. İş yürümeyince Demiralp-Erçel ikilisi 'suçlu' ilan edildi. Kötü faturanın muhatabı bu insanlar oldu. Hükümet kendi bürokratına sahip çıkmadı. Aksine onları yalnızlığa itti. Şimdi düne kadar 'progranın mimarı' gördüğümüz bürokratlar, soruşturmalardan başlarını kaldıramıyor. Olayı sadece Selçuk Demiralp ve Gazi Erçel olarak indirgeyemeyiz. Daha pekçok eski bürokrat isimlerine sürülen lekedan kurtulma gayretinde.. İşte yukarıdaki örneği halen en tepeden el alta kadar tüm devlet çalışanı aklından çıkarmıyor. Ankara'da işte bu yüzden 'imza atılmıyor.' Hükümetin umurunda değil Washington'dan Başbakan Bülent Ecevit tarafından "Lütfen. Bizi ancak siz uçurumdan çıkarırsınız Sayın Derviş" çağrısıyla zorla getirilen Kemal Derviş de maalesef bürokrasiyi cesaretlendiremiyor. Adamcağın ne yapsın ? Derviş bürokrasiyi harekete geçirmek istiyor da, hükümet ortakları kendi bakanının önünü tıkıyor. Onu gitmeye, istifa etmeye zorluyor. Haliyle bürokrasi ürküyor, çekiniyor. Bürokrat kaleme 'öcü' gibi bakıyor. Bitmeyen geçmişe yönelik soruşturmalar, imzasız ihbar mektublarıyla başlatılan müfettiş incelemeleri bürokrasiyi yıldırıyor. TBMM tatile girdi. Milletvekilleri rahat. Üç-beş bakan dışında kabine üyeleri de 'yaz dönemi' çalışmalarını layıkıyla gerçekleştiriyor ! Emir verenlerin yorgunluk attıkları bugünlerde, emri yerine getiren bürokratlar ter içinde.. Terin sebebi yaz sıcağı değil; korku.. Sahipsizlik korkusu Özel sektördeki görevinden iki ay önce ayrılarak Ankara'ya kamuda çalışmak üzere gelen yeni bürokratlardan birisi bize dert yanıyor. "Ayda 20 bin Dolar maaş alıyordum. Devletime hizmet vermek amacıyla işimden istifa ettim. Aile düzenim bozuldu. Hiç umursamıyorum. Devletime hizmet için varım. Fakat sahipsizim. Ben ve diğer özel sektörden gelen arkadaşlar ortada kaldık. İmza atalım ama bizi kim savunacak. Arkamızda hükümet olmazsa nasıl çalışabiliriz ?" Bürokrattaki bu korku gelecek günlerde baş ağrıtır. Bürokrasi işlemez ise ne Hazine, ne Merkez Bankası, ne Maliye, ne kamu bankaları işlemez. Mesai olur ama iş çıkmaz.Sonuçta her şey tıkanır. Hükümete duyurmak istedik; bürokrasi S.O.S veriyor. NOT: Yazımızı hazırlarken IMF'nin bugün yapacağı İcra Kurulu toplansını ertelediğini haberini aldık. IMF'nin gerekçesi; Türk Telekom yönetiminin profesyonel isimlerden oluşmaması ile bankacılık alanında alınan önlemlerin yeterli olmaması.. Bugün gelmesi beklenen 1.5 milyar Dolarlık IMF kredisi, Perşembe günü Dünya Bankası'ndan çıkması öngörülen 1.7 milyar USD'lik kredi ile 25 Temmuz'da yine IMF'nin kullandıracağı 1.5 milyar Dolarlık kredi suya düştü. Bağıra bağıra 4.7 milyar Dolar kaybediyoruz. Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün Türk Telekom'daki partizan tutumunun yanısıra Pazar günü TRT-1 de Panaroma programına katılıp "IMF istiyor diye kurallar çiğnenemez" şeklinde açıklamada bulunan Başbakan Bülent Ecevit bu şok gelişmenin müsebbibidir. Bugün faiz yükselek, borsa düşecek, döviz tırmanacak, kaybeden yine Türkiye olacak. Kim verecek bunun hesabını?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.