Cem Kozlu'dan açıklama

A -
A +

Sevgili okuyucularım, THY eski Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu 25, 26, 27, 28 ve 29 Ağustos 2003 tarihlerinde yazmış olduğum makalelere ilişkin açıklama gönderdi. Objektif gazetecilik anlayışım gereği, bu açıklamayı sizlere aynen iletiyorum. *** Haber konularına ilişkin olarak aşağıdaki gerçekleri kamuoyunun bilgi ve takdirine sunuyorum: 1. Türk Hava Yolları'nın reklam vererek medyayı etkilediği iddiası, hem kuruma, hem de medyaya ağır bir iftiradır. 1997-2002 döneminde THY'nin reklam harcamaları hem yaşanan ekonomik krizler, hem de hükümetin çeşitli tasarruf genelgeleri sonucu ihale ve yeni hat ilanları dışında hemen hemen yok denecek kadar azdır. THY'nin "Cem Kozlu tarafından 'tek adamlıkla' idare edildiği" iddiası ise Yönetim Kurulu'nun hepsi kariyer sahibi diğer üyelerini, özellikle de 6 yıl süreyle (yazarınızın da ifade ettiği gibi) başarılı bir şekilde kurumun Genel Müdürlüğünü yürüten Sayın Yusuf Bolayırlı'yı ve onun yönetim ekibini küçümsemenin ötesinde rencide edici bir yaklaşımdır. 2. Habere konu icraatların bir kısmı, ifade edilenin aksine, THY'de Yönetim Kurulu Başkanı olduğum döneme ait değildir. (Örn. RJ uçaklarının temsilcisinin kardeşi ile evlendiği belirtilen Genel Müdür benim Başkanlık dönemime ilişkin değildir) 3. THY'de Yönetim Kurulu Başkanı olduğum döneme ait iddialar ise, gerçeklerden tamamen uzak ve habersiz (!) bir biçimde; karanlık şaibeli icraatlar olarak duyurulmuştur. Bu dönemde imzası bulunan şahsım da, maalesef karanlık işler yapan bir yönetici kimliği ile tanıtılmış ve küçük düşürücü, prestijimi sarsıcı gerçek dışı yazılar dizi halinde yayınlanmıştır. 4. Oysa ki; THY'de 1997-2002 döneminde yapılan uçak alımları hiç bir zaman kapalı kapılar ardında yapılmadı. Uçak alım kararları, bir veya iki kişinin iradesi ile oluşturulabilen kararlar olmadı, THY yönetmeliklerinde açıkça belirtilen usul ve esaslara göre yapıldı. Şöyle ki; THY'nin ilgili tüm bölümlerinin katılımı, geniş fizibilite çalışması ve bütün Genel Müdür Yardımcıları ile Hukuk Müşavirinin katıldığı ve Genel Müdür ile Yönetim Kurulundan bağımsız olan Özel Alım Kurulunun teknik verilere dayalı çok titiz çalışması sonucu yapıldı. Bilahare, bu çalışmaların sonucu olan özel alım kurulu kararları Genel Müdür ve Yönetim Kurulu tarafından da ayrıca değerlendirilip onaylanarak hayata geçirildi. THY'nin bahis konusu uçak alımları ve helikopter alımı, meclis komisyonlar, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu ve Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından defalarca incelendi ve her seferinde aklandı ve sonuç raporlarında hiçbir olumsuzluk tespit edilmedi. 5. Ayrıca; THY'nin mezkur icraatları yine her yıl Türk Ticaret Kanunu gereği yapılan Genel Kurullarının denetiminden geçerek İBRA edildi. 6. Tüm bunlara ilaveten; maksatlı şer kaynaklarca yaratılan asılsız bir ihbar üzerine "uçak ve helikopter alımları"gerek Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nca, gerekse 4483 sayılı yasa gereği Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 18.06.2002 tarih, 31/02-25 ve 12.04.2002 tarih, 31/02-13 sayılı Raporlarıyla da ekstra bir denetimden daha geçerek incelendi ve "THY'NİN UÇAK ALIMLARINDA HİÇBİR USULSÜZLÜK VE YASA DIŞI İŞLEM BULUNMADIĞI VE BAŞKACA BİR İŞLEM YAPILMASINA GEREK OLMADIĞI" açıkça tespit edildi. 7. Daha önce, benzer iddialarla asılsız haber yayınlayan bazı gazeteler ve yazarlar aleyhine gerek şahsen gerek THY olarak açtığımız ondan fazla davada, davalılar bizlere ve THY'ye tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. O dönemde, mezkur haberlerde kaynak olarak adı geçen milletvekili de THY'den yazılı olarak özür dilemiştir. 8. Güneşin balçıkla sıvanamayacağı misali bir gerçektir ki; THY haber konusu bu dönemde dünyanın önde gelen hava yolları yaşam savaşı verirken tarihin en parlak yılını yaşamış ve 2002 yılında rekor kâr ederek rakiplerin gıpta ederek baktığı hayranlığını kazanmıştır. 2002 yılında gerçekleştirilen uçak satışlarının gelirleri ise bilançoda sabit kıymet yenileme fonuna intikal ettirilmiş ve 2002 yılı kârını hiçbir şekilde etkilememiştir. Ayrıca 2002 yılında muhasebe sisteminde yapılan değişiklikle, THY uluslararası diğer modern havayollarının uyguladığı sistem olan uçuş muhasebesi sistemine geçirilmiştir. Diğer hava yolu şirketlerinin de uyguladığı bu sistem, satılan bilet bedelinin yolcu uçtuktan sonra gelire alınmasıdır. Eğer bu değişiklik yapılmamış olsa idi, THY'nin 2002 yılı SPK mevzuatına göre vergi öncesi kârı 137.3 trilyondan 96.5 trilyon artışla 233.8 trilyona yükselecek idi. Bu durumdan o dönemde yeni Yönetim Kurulu üyesi olmuş olan THY'nin şimdiki Genel Müdürü Sayın Abdurrahman Gündoğdu da bizzat haberdardır. Zira, bu döneme ilişkin 2002 yılı bilançosunu onaylayarak Yönetim Kurulu'na tekif eden Yönetim Kurulu kararında kendisinin de imzası bulunmaktadır. Bu gerçekler şirket kayıtlarında ve 2002 yılı faaliyet raporunda da aynen belgelidir. 9. THY son onbeş yılda bir kere değil bir çok kere kâr etmiştir. Sayın Abdurrahman Gündoğdu'nun devir aldığı THY, kasasında 300 milyon $ nakdi ve ÖİB'den 40 trilyon alacağı olan bir şirkettir. THY personel maaşlarının Hazineden ve ÖİB'den alınan borçla ödendiği ise, tamamen gerçek dışıdır. ÖİB'den borç almak bir yana THY'nin ÖİB'den 40 trilyon alacağı bulunduğu somut bir gerçektir. 10. Yazıdaki personel alımına ilişkin iddialara gelince, tamamen yönetmeliklerdeki şartlara göre ve hemen hemen tüm pozisyonlar için üniversite öğretim görevlilerince yapılan lisan sınavlarını kazanan adaylar arasından 5-6 kişilik teknik-mülakat komisyonlarınca alımlar yapılmaktadır. Yönetim Kurulu üyeleri veya başkanının alım sürecinde hiçbir dahli veya imzası bulunmamaktadır. "Dolar karşılığı personel alındığı" iddiası, THY'nin 70 yıllır tarihinde ilk kez bu yazı ile yapılmış olan akıl, mantık ve izan sınırlarını aşan gerçek dışı bir iddiadır. 11. Sonuç olarak, THY'nin habere konu icraatları defalarca her çeşit denetimden geçmiş, resmi belge, rapor ve yargı kararlarıyla defalarca ispatlanmış tamamen yasal ve isabetli icraatlardır. Tüm bu gerçekler gözardı edilerek, HÂLÂ karanlık ve şaibeli olduğu iddiasıyla bilgisizce haber yayınlamak: üzülerek ifade etmek gerekir ki; sadece sözkonusu dönemin THY Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsıma değil, tüm bu denetimlerin altında imzası bulunan Devletin Kurumlarına ve bağımsız Yargı organlarına da çok haksız ve mesnedsiz bir isnad niteliğindedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.