Çünkü... O, ABD'nin 'Türkiye'deki yönetimin başında' görmek istediği son gözdesiydi. Çünkü.. O, Washington'da 'her tezgahtan' geçmiş, özellikle plânlama alanında mükemmel bir düzeye ulaştırılmıştı. Çünkü... O, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en ihtiyaç duyduğu şey olan 'yeşil doların gücünü' arkasına almıştı. Çünkü... O, dünyadaki bir numaralı lobi olan 'musevi Amerikan cemaatinin' beğendiği ve desteklediği bir ekonomistti. Çünkü... O, dağınık Türkiye politikasını birleştirecek, sol ve sağı liberal potada bir araya getirecek özelliklere sahip görülüyordu. Ketum ve sessiz Herkesin "Türkiye ekonomisini düze çıkaracak. Krizi bitirecek" şeklinde değerlendirdiği Kemal Derviş çok ketumdu. Aynı Mahir Çayan, aynı Deniz Gezmiş, aynı İbrahim Kaypakkaya gibi sessizdi. Bu isimler, silahlı eylemler gerçekleştiren, illegal faaliyetleri yüzünden idam edilen ve güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürülen üç ünlü militandı. Hatta solcu-marksist bazı gazeteciler bu ketumluğu yüzünden Kemal Derviş'i İbrahim Kaypakkaya'ya benzetiyorlardı. Marksist-Leninist ideolojiye sahip radikal kalemler "Ser verip sır vermeyen yiğit" dedikleri İbrahim Kaypakkaya ile umut adam Kemal Derviş arasında bağlantı kuruyorlardı. Medya Saçmalığı... İlki kimler başardı... Kemal Derviş'i halk merak ettikçe medya koalisyonun dördüncü ortağı bu beyi yakın takipte tutuyordu. Derviş ile ilk özel mülakatı yapacak haberciye, çalıştığı medya kuruluşunun zirve yöneticileri özel prim vaadinde bulunuyorlardı. Başta Amerikalılar olmak üzere, cümle alem tüm haberciler 'Derviş'le görüşen ilk ünvanı için akla hayale gelmedik işlere girişti. Derviş Türkiye'ye geldiği ilk günden itibaren Ankara Hilton Oteli'nde kalıyordu. Geceliği yaklaşık iki yüz dolar olan otelin bir kişilik oda fiyatını Hilton yönetimi Derviş'e özel fiyatla seksen dolara indirmişti. Her zaman ve her işte şanslı (!) olan Kemal bey otel olayında da şanslıydı. Murat Birsel. Sabah Gazetesi yazarı ve ATV anchorman'i. Kemal Derviş Hilton Oteli müşterisiydi yâ. Birsel de Hilton Oteli'ne yerleşmişti ilk özel görüşme için. Derviş Hilton Oteli Kuaförü koltuğuna saç traşına oturduğunda yanındaki koltukta da Murat Birsel oturuyordu. Birsel'i kendisi gibi müşteri görmüştü Derviş. Merhabalaştılar. Murat Birsel hemen konuya girdi (!) "Berber arkadaşımızı nasıl buldunuz?" Derviş'in cevabı ise "Gayet iyi. Saçlarım uzamıştı. Kötü görünüyordu. Saçlarımı düzeltti" oldu. Kemal Derviş'in bu cevabı ertesi gün Sabah Gazetesi'nde "Derviş'le ilk özel görüşme' başlığı altında "Derviş: Ekonomiyi düzelteceğim. Rahat olun" diye çıkmıştı. Bütün bu ve benzeri saçmalıklara rağmen Kemal Derviş'le ilk özel görüşmeleri medyada patlatanlar TRT'den Serhan Asker ile Türkiye Gazetesi'nden Ziya Osman Açıkel oldular. Artık 'gösteri' zamanı Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. IMF ile yeni bir anlaşma yapıp, 12 milyar Dolar yeni kredi sağlayan Derviş, Türkiye'de baş tacı edildi. Uluslararası Para Fonu ile Dünya Bankası görevlerine iki şeyi daha ekledi 2001 Nisan'ından sonra Derviş'i övmek. Türkiye'nin yatıp kalkıp Derviş'e dua etmesi gerektiğini belirtmek. Giderek eli güçleniyordu Derviş'in. Artık 'Derviş'in kim olduğunu' ve 'isterse neler yapabileceğini' göstermenin zamanı gelmişti. "İyi bir solcu", "Fikirlerine hep sahip çıkar", "MHP'yi ve MHP'lileri sevmez" yorumlarının adresindeki isim olan Kemal Derviş kılıcının kınından çıkardı. Zamanlamasını iyi yapmıştı. Bir kısım medya ve TÜSİAD zaten yanındaydı. Hedef: MHP MHP'ye vurmaya başladı. MHP'lileri tahrik etti. MHP'nin dediklerine ve isteklerine karşı oldu. Bile bile Türk Telekom krizini çıkarttı. Ve... Enis Öksüz Ulaştırma Bakanlığı'ndan istifa yoluyla ayrılırken, MHP lideri Devlet Bahçeli dişlerini gıcırdatıyordu. Bahçeli'nin elinden bir şey gelmezdi. Kemal Derviş Washington'a öyle mesajlar yolluyordu ki; MHP, uygulanan 'Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın düşmanıydı. ABD, prensi Kemal Derviş'e inanıyordu. MHP artık Washington politikalarına aykırı yol izleyen bir parti durumuna düşmüştü. Derviş nereye koşuyordu?