Derviş çalışıyor Meclis'imiz uyuyor

Çok konuşup, az iş yapanlara göre, Kemal Derviş'in gelmesiyle Türk ekonomisi düzlüğe çıkacaktı. IMF, Dünya Bankası ve uluslararası finans kuruluşları milyarlarca doları Türkiye'ye akıtacaktı. Tamam da umut adam Derviş'in bakışı nasıldı? Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ağır yükü kendisini taşıyacağının bilincinde idi. Zorlu mücadeleye girerken en büyük güvencesi hükümetin kendisine verdiği 'açık çek' olmuştu. Anladık da.. Çeke güvenilir miydi? Ya bu çekin vadesi geldiğinde karşılığı çıkmaz ise? Keşideci olup çeki imzalayanlar vadesinde hesaba para yatırmazsa? Bu çekte yazılanlar; iktidar ortaklarının her şekilde Derviş'in uygulamalarına destek vereceğini, istediği kanunların derhal çıkmasını sağlayacağını ortaya koyuyordu. Derviş yarı yolda bırakılmanın önüne geçmek için her ortamda siyasi otoritenin dikkatini çekmeye çalışıyordu. Yani bir 'endişe' taşıyordu. Ne demişti? Umut adam ile para yolculuğuna uçarken Kemal Derviş'in ağzından bizzat duyduğumuz; "Dünyada yaşanan gelişmelerin çok iyi tahlil edilmesi gerekir. Dünya değişiyor.Türkiye de değişecek" cümlesini sizlere hatırlatmak istiyorum. Bu ifade "Yaşanan ekonomik krizlerden ders alınmalı.Yoksa gidişat kötüye doğru olur" anlamını taşıyordu. Derviş bizim politikacılar gibi ağzını bozup da "namert", "yalancı", "müfteri", "şerefsiz" gibi kelimeleri söyleyemeyeceğinden, mesajlarını 'daha da kötü görüntülerle karşılabiliriz' türünden ifadelerle kibar kibar duyuruyordu. Berlin'de başta Maliye Bakanı Hans Eichel olmak üzere diğer Almanlar ile yapılan görüşmeler sonrasında yazdığımız "Almanlar bek-gör politikasını uyguluyorlar. Önce IMF'nin vereceği desteği görecekler, ardından kendi desteklerinin rakamını belirleyecekler" düşüncemizin bugünlerde aynen gerçekleştiği kanaatindeyim. Çünkü.. Uyuma TBMM Onbeş tane yasa tasarısının 15 Nisan tarihine kadar TBMM'den çıkması lazım. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in IMF ve Dünya Bankası'nı "para musluğunu açar" hale getirebilmesi için yapısal reformların kanunlaşması şart.. Washington temaslarının ilk iki gününden çıkan sonuç, "Daha önce verdiğimiz milyar dolarlar nereye gitti? Programınızı destekleyeceğiz ancak sizin Meclisiniz hayati kararları dahi çıkaramıyor. Kemal Derviş ismine duyduğumuz güvenle hazırlayacağınız programının yanınızdayız. Önce siz kendi uygulamalarınızı hayata geçirin" oldu. Bu sonucun daha açık anlamını mı istiyorsunuz? TBMM harekete geçsin. TBMM ve milletvekillerimiz uyumasın. Onbeş yasal tasarı bu hafta içinde Meclis'e gönderilsin. Üstelik bu yasa tasarılarının taslakları bitirilmedi. Dün Başbakanlık'tan aldığım, "Yalnızca Şeker ve Tütün yasa tasarısı hazır. Onlar da yeniden revize edilecek" notu elbette insanı ürkütür. Yüzde 40 fakirleşmişiz. Zamsız gün geçmiyor. İşsizlikten dolayı intiharlar patladı. Evine ekmek götüremeyen babalar cinnet geçirip ailesini kesiyor. Perişanlık diz boyu. Günler geçiyor. Ortada hiç bir şey yok. Neden çırpınıyor? Bıktırılıp, görevden kaçırılmak istenen Kemal Derviş bize "azimliyim" demişti. Ben de "Allah yardımcınızdır inşallah" demiştim. Bizimkiler halen 'Derviş neden çırpınıyor?' anlayamıyorlar. Kemal bey diyor ki; "Nisan ayının son haftasında IMF ve Dünya Bankası İcra Direktörleri toplantısı var. Eğer biz 15 Nisan'a kadar istediğimiz yapısal reformları sonuçlandırırsak dış finansman ihtiyacımızı sağlarız. Yoksa işimiz zor." Uzaklardan vatandaşlarımız bu gerçekleri bilsin istedik. Nisan ayı ülkemizde kasarga havasında geçecek. Siyasi partiler akıllarını başlarına devşirsin. Bu son şans. "Eğer kaçıracak olursak..." demeyi söylemek istemiyorum. Hakikaten düşünemeyeceğimiz felaketlerle karşılaşabiliriz. Dış yardımın kaç milyar dolar olacağını konuşacağımızdan önce iktidar ve muhalefet partilerinin TBMM'yi çalıştırmaları gerekiyor. Halk perişanlık çekecek. Derviş çırpınacak, TBMM uyuyacak. Yok öyle..