*Frankfurt Kanada ve ABD gezisini bitiren Kemal Derviş'in şimdiki durağı Almanya. Frankfurt'ta Derviş'i takip ederken cep telefonum çaldı. Arayan sevgili Tansu Çiller. "Nerelerdesin Ziya Osman? Özledik seni. Bir iftar yapalım. Ramazanı Avrupa'da mı geçireceksin ?" diyor. "Hayır efendim. Birkaç gün içinde döneceğim. Şu an Kemal Derviş'in programını takip ediyorum" şeklinde konuşuyoruz. Yalan mı? Sevgisi uğruna çok sıkıntılar çektim Tansu hanım için. Olsun. Değerdi. Şunları düşünüyorum.Türkiye şu an içler acısı halde bulunuyor. İktidarın uygulamaları TC nüfusuna kayıtlı herkese kan kusturuyor. İliğimizi emdiler, kemiğimizi kuruttular. Memleketi yaşanır olmaktan çıkardılar. Güzel Türkiye'yi kapkaç, gasp, hırsızlık, tecavüz, cinayet ülkesi yaptılar. İntihar modası başlattılar. 21'inci yüzyılda Türkiye'yi ileriye götürmeyi değil başka 'götürmeleri' düşünüyorlar. İktidar Türkiye'yi ikinci dünya savaşı öncesindeki fakirlik günlerini yaşatıyor. Her iktidar yönetiminde 'sıkıntılar yaşadık. Kesin memnuniyeti kimse yaşatamadı. Ama bu iktidarınki kadar eziyeti hiçbir partiden görmedik. Tansu Çiller'e kızanlar, eleştirenler onun dönemindeki hayat standartlarını ve refah düzeylerini bugünkü iktidarla karşılaştırsınlar. Ondan sonra konuşsunlar. Derviş hangi partiye girecek? 'Ana' bildiğim Tansu hanıma yönelteceğim soruları düşünürken soru bombardımanınayla karşılaştım. Çiller soruyor: "Derviş'in düşüncesi sence nedir? Siyasete girecek mi?" "Sayın Çiller aylardır Derviş'i izliyorum. Girmek değil siyasetin tam içinde. Hükümeti istediği şekilde yönetiyor. Yakındır parti kimliği taşıması.." "Sana göre hangi partiye katılacak? Yoksa yeni bir oluşumdan mı yana?" "Geçmişi CHP'li.. CHP'nin biraz daha liberal soluna yakın. Ecevit hayranı. Sürekli siyasete girip, yüksek yerleri hedeflemiş. CHP'de istediğini bulamayınca ayrılmış. ABD'ye Dünya Bankası'na gitmiş. Yıllar sonra Cem Boyner'in YDH'sına katılmış. Washington'dan Türk siyasetine fazla giremeyince Boyner'den ayrılmış. Bütün bunların işareti Derviş'in solcu yapısına işaret. Solda yeni bir oluşum yanlısı değil." "O halde DSP'nin başına oynuyor.." "Tansu hanım Derviş'ten bir sürpriz bekleyebiliriz. Şaşırtabilir. Evet DSP'ye yakın ama ANAP'a da yakın." "Yok canım." "Mesut Yılmaz ile Kemal Derviş'in ortak özellikleri Alman mantalitesine sahip olmaları. Derviş keskin sol görüşle büyük oynayamaz. Liberal ekonomiye yakın bir parti diye ANAP'ı düşünebilir. Çok ciddi belirtilerim var." "Mesut bey Derviş'i kabullenebilir mi?" "Erkan Mumcu son çıkışıyla kamuoyunda büyük beğeni kazandı. Mesut bey ANAP'ın günden güne eridiğini biliyor. Genel Başkanlık koltuğunu Mumcu'ya bırakmak istemez. Buna karşılık Kemal Derviş'in ANAP'a gelmesine hatta yerine gelmesine sıcak bakabilir. Partisini yüzde 10'luk barajın üzerine taşımak için Mesut bey her şeyi düşünüyor. Derviş'in ANAP'la flörtü mevcut." Alman Başkonsolosun sözleri DYP lideri Tansu Çiller'e dün sabah Frankfurt'a gelen Kemal Derviş'in bir Alman PR şirketi ile gün boyu görüştüğünü söylüyorum. Evet, üç ay önce Almanya'nın İstanbul Başkonsolosu bir Türk işadamına yatla yaptıkları boğaz turunda "Sayın Kemal Derviş çok büyük oynuyor. Alman bir şirketle imaj-maker'lik konusunda anlaşmış. Sürekli Türk kamuoyu üzerinde incelemeler gerçekleştiriyorlar" diye bilgi verdiğini hatırlıyorum. Bu istihbaratımı Tansu hanıma iletiyorum. Çiller'in yorumu "Keşke. Derviş Türkiye ekonomisini mahvetti gitse ANAP'a geçse orayı da bitirse" oluyor. Mumcu konusuna ilişkin "Erkan Mumcu doğru söylüyor. Ecevit'le bir yere varılamaz. Bu hükümetle de. Tamam da Erkan bey gerçeği yeni mi görmüş? Açıkladığı düşünce paketi DYP'nin hazırladığı program. Kendilerinden telif ücreti almayız" yorumunu yapıyor Çiller. Tansu hanımın görüşleri ve değerlendirmeleri bunlar.