¥ Sorrento-İtalya Yine yollardayız. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in İtalya gezisini izliyoruz. Yaklaşık 3 aydır Derviş'i takip etmemiştim. Bazı tavırları ve müsteşarı ile danışmanının etkisinde kalması beni kızdırmıştı. Öyle ya... Ekonomiyi yöneten, hedefleri büyük olan Derviş'i başkaları niye idare ediyor? diye düşünmüştüm. Türkiye'yi yönetmeyi isteyen Derviş'in, (daha yolun başında) başkalarının yönetimine girmesi durumu asla doğru olamazdı. Temennim şu; eğer Kemal Derviş tekrar eski popülâritesini yakalamak istiyorsa, Türkiye'ye ilk geldiği günkü umut adam özelliğine kavuşma arzusundaysa objektif elbisesini giymeli.. Yoksa...! Oya hanımı anlayamıyorum İstanbul Atatürk Hava Limanı... Roma'ya gitmek için THY'nin Manisa uçağına bindim. Uçak 155 yolcu kapasitesindeki Boeing 737/800 11 Eylül krizi dünyayı öyle sarsmış ki, daha iyi anlayabiliyorum. Her zaman dolu olan İstanbul-Roma seferinde 85 yolcu var. Hele 50 kişilik Japonlar da olmasa "uçak bomboş" diyebiliriz. Devlet Bakanı Kemal Derviş, eşi Catherine Derviş ve Danışmanı Oya Ünlü Kızıl birlikteler. Business Class'ta oturuyoruz. Danışman Oya hanımla merhabalaşıyoruz. "Uzun zamandır görüşmedik. Sizi görmek sevindirdi" sözleriyle sesleniyorum Derviş'in beyninin yarısına. Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün kızı olan Oya Hanım'ın cevabı "Ya... Ben de çok sevindim. Bakıyorum yine beraberiz." Ne cevap ama...! Ayrı görüşe sahip basın mensubu olmamdan duyduğu rahatsızlığı ve çalıştığım gruba bakışını, Oya hanımın ifadesinden ve yüzündeki mimiklerden çıkarıyorum. Acaba niye böyle? Taraflı ve maksatlı ekip Kemal Derviş elini uzatıp "Merhaba. Nasılsınız? Üç aydır yoksunuz. Nerelerdesiniz?" diyor. Böbrek rahatsızlığımı söylüyorum. Ve de, yakın çevresinin olumsuz yaklaşımlarına karşı tepkimin sonucu kendisinden uzak durduğumu belirtiyorum. Derviş'e gazete tirajlarını belirtip, televizyonların reytinglerinin oranlarını anlattım. Şaşırdı Çünkü kendisine sunulan raporların hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Taraflı, maksatlı bir kurmay ekibi var. "Zam, zulüm, işkence. İşte..." başlıklı yazımızla ilgili olarak Derviş şöyle dedi: "Çok ilginç, hayli yüklenmişsiniz." Derviş'in gazete anlayışı! Uçağa binerken Kemal Derviş'in elinde gazeteler vardı. Baktım, sadece belli grupların gazeteleri mevcuttu. Halbuki o Derviş, daha önceleri ayırım yapmaksızın bütün gazeteleri bulundurur, okurdu. Bu tesbitimi ilettim. Ve, "Türkiye gerçeğini iyi görmelisiniz Sn. Bakan. Politikada ilerlemek istiyorsanız, toplumun sesi olan, her kesime hitap eden isim düşüncesindeyseniz Anadolu'nun, reel sektörün, halkın kendi parçası basın-yayın kuruluşlarını dışlamamalısınız" sözlerimi ekledim. Türkiye Gazetesi'ni kendisine uzattığımda farkına vardı. Diğer gazetelerin birinci sayfaları magazin, spor, polisiye olaylarla, Türkiye Gazetesi ise "çiftçiye müjde" ve diğer, bir şeyler veren haberlerle doluydu. Kendisinin ekonominin hayrına yaptığı zirai kredi işlemini, değer verdiği medya es geçmişti. Onlar ........ Başkaları değil siz değerlendirin Türk finans sektörüyle ilgili yaptığım incelemeyi dosya olarak sundum Kemal Derviş'e. Haklı eleştirilerime hak verdiğini düşündüğüm Derviş şöyle konuştu: "Bu çalışmanızı bizzat ben araştıracağım. Dikkat çekici, bir bilgilendirme. Merak etmeyin. İşler çok yoğun olduğundan her konu üzerine eğilemiyorum. Arkadaşlarımın çalışmalarını dikkate alıyorum. Aynen şu cümleleri söyledim Derviş'e: "Elbette yoğunsunuz Sn. Bakan. Her işin kendisine özel yoğunluğu, zorluğu vardır. Ama bazı konuları başkalarının değerlendirmeleriyle değerlendiremezsiniz. Öyle olunca hak yeniyor. Siz de hak yiyenlerin oyununa geliyorsunuz." İktidar, muhalefet, ekonomi, irtica! Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ve eşi Catherine Derviş ile kahvaltı yaparken gerçekleştirdiğimiz sohbette çok şeyi konuştuk, tartıştık. İktidarı... DSP, MHP, ANAP, Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz. Muhalefeti... DYP, AK Parti, Saadet Partisi, Tansu Çiller, Recep Tayyip Erdoğan, Recai Kutan ve Necmettin Erbakan. Ekonomi... Hazine teşvikleri, şirket kurtarma operasyonu, reel sektörün desteklenmesi ve halat işi!.. Bütün bu konularda birer cümle de olsa Derviş görüş belirtti. Kafamda sormam gereken soruların tamamını sordum. Kemal Derviş de bana "Kim ve kimler irticacı?" sorusunu yöneltti. Anlatınca anlıyor, hak veriyor İstanbul-Roma uçuşumuzda Derviş'le konuştuklarımızı yazmayı sürdüreceğim. Avrupa Yatırım Bankası'nın Sorrento'da düzenlediği toplantı ve Kemal Derviş'in temaslarını da ileteceğim. İyi oldu bu yolculuk. Çok doluydum. Gördüm ki, Derviş de bazı şeylerin farkında değil. Anlatınca Kemal bey anlıyor, hak veriyor.