Derviş'le Berlin yolculuğu

Dün sabah 06.00'da İstanbul Atatürk Havalimanı'na geldik. Kemal Derviş ile Berlin'e uçacağız. Türkiye'nin umudu olan Kemal Derviş, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine resmen başlamasının ardından ilk yurtdışı gezisine çıkacak. Derviş'in Berlin'deki amacı; kritik Washington görüşmeleri öncesinde, Avrupa'nın para imparatoru Almanların desteğini alabilmek. THY'nin Boeing 737-800 uçağının Business Class sınıfında uçuyoruz. Kemal Derviş 1-A, biz ise 1-D nolu koltukta oturuyoruz.. Uçak hemen hemen boş. Business Class'ta Türk olarak Kemal bey ve biz varız. Bir Alman yolcu arka sıralarda uyuyor. Uçaktakiler genelde gurbetçilerden oluşuyor. Yolculuk öncesinde dikkatimizi çeken husus, yolcuların Kemal Derviş'e sıcak ilgisi.. Gurbetçiler başarı dileklerini iletiyor. Kendisine güvendiklerini söylüyorlar. Yaşlısı genci, kadını erkeği.. Bu tablo, Türk vatandaşının Kemal Derviş'i ezilmişlikten, fakirlikten kurtulma yolunda 'ışık' olarak gördüğünün işareti. Kemal Derviş insanla rahat diyalog kuruyor. Sıcakkanlı. Bakışları güven veriyor. Rahatlatıcı. Konuştuğu kişinin gözlerinin içine bakarak etkiliyor. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş kesinlikle kaprisli bir kişi değil. Hani biliriz ya, ne bakanlarımız vardır havalarından yanlarına yaklaşılmaz. Burunlarından kıl aldırmazlar. Derviş'in tavırlarını görünce "Derviş gibi adam" diyoruz. Kemal bey gazetelerin her sayfasını inceliyor. Okuduğu bölümler haliyle ekonomi sayfaları.. Türkiye, Hürriyet, Sabah, Milliyet gazetelerini detaylı biçimde okudu. Her gazeteyi bitirdikten sonra duruyor. Gözlerini boşluğa sabitleyip düşünüyor. Yetiştirildiği tarz ve Dünya Bankası'ndaki çalışmanın verdiği programlılığını hemen farkediyorsunuz. Günlük ajandasını elinden hiç düşürmüyor. Günü saatlere bölmüş. Zamanını boşa harcamıyor. Çilekeş Türk toplumuna 'ekonomiyi düze çıkartma' konusunda moral verip toplumsal desteği alan Kemal Derviş ile konuşuyoruz. Ekonomiden 'gerçekten sorumlu' bakan Kemal Derviş takım ruhu ve kolektif oyundan bahsetti. Tekil değil çoğul konuştu. Lugatında "Ben" yok, "Biz" var. "Arkadaşım, bir mücadeleye girdik. Sıkıntılıdır, zordur. Ama aşılamaz değildir. Biz toplum olarak kararlı davranırsak problemi çözeriz" şeklinde konuştu Kemal Derviş. Kaptan pilotun anonsu duyuluyor: "Berlin'de hava kapalı. Kar yağışlı." Ekonominin kaptanı gülerek "Türkiye'de hava güneşli. Memleket bir başka" diyor. Hemen ekliyorum; "Sayın Bakan umarız ekonomimizde de güneş açar." Kemal beyin cevabı "İnşallah" oldu. IMF ve Dünya Bankası'ndan mali destek almanın 'şart' olduğunu belirten Derviş, "burada asıl önemli nokta, sağlanacak kredinin en kısa zamanda Türkiye'ye getirilmesi.. Çünkü dış finansmana çok ciddi ihtiyacımız bulunuyor" dedi. Kemal Derviş yolculuğu süresince hep çalıştı. Dosya inceledi, notlar aldı. "Zor bir gezi" nitelendirmesini yaptığı seyahatinin pozitif sonuç vermesi için sürekli yazdı çizdi. Bizim kalın kafalı ekonomistlere yönelik iğneleyici bir cümle kullandı Kemal Derviş: "Bu vatanın evladı sıkıntılar bitsin demeyi yürekten söylemelidir." Bu arada.. Uçakta bir koşuşturma yaşandı. Koşa koşa ön bölüme gelen bir basın mensubu teybini bakanın ağzına uzatıyor. Derviş şaşırdı. Elindeki dosyayı bıraktı. Yapışkan gazeteciden kurtulmaya çalışıyor. "Çok önemli toplantılara gireceğim. Çalışıp hazırlanmam lazım. Lütfen izin verin." Bakanın iki kez söylediği cümleleri duyuyoruz. Fakat bizim davranışını kınadığımız meslektaş gitmeye niyetli değil. Acayip bir de laf söyledi: "Sizinle konuşup haber yapmam lazım." Meslektaşımız emir aldığından ne pahasına olursa olsun Derviş'i konuşturması 'gerektiğini' de itiraf ediyor. Kemal Derviş otoriter kişi.. Konuşmuyor. Mesajı herhalde şudur; "Hakem benim kimsenin tahakkümü altına girmem. Yönetilmem."