Önce..'Korkulan olmadı.' TL borçlanmasında sıkıntı çeken Hazine 154 gün vadeli ihaleden başarıyla çıktı. Ne faiz yükseldi, ne de ihaleye katılım az oldu. İhalenin en kayda değer yanı gelen teklifin 2 katrilyon 626 trilyon lirayı bulmasıydı. Piyasalar faizin yeniden inişe geçeğine inanıyor ki, oluşan faiz oranından faydalanmak istiyor. Çünkü yavaş yavaş da yaşansa faizlerin gevşeyeceği düşüncesi piyasaları sarmaya başladı. Gerçekten talep muazzam. Hazine de bu kadar yüksek talep beklemiyordu. Böylece faizi yüzde 90 psi-kolojik sınırının altında tuttu. Oluşan yüzde 89.83'lük faiz oranı da makul. "Dövizin patronu Merkez" Sonra..İhalenin sonuçlanmasının ardından Hazine yetkililerinin nabzını tuttuk. Hazineciler "paranın gideceği tek adres döviz değil" mesajını verdikleri kanâatindeler. Peşpeşe yapılan iki döviz ihalesine gösterilen ilginin şimdi TL'ye kayacağı görüşündeler. "154 gün dediğimiz beş ayı geçiyor. Az bir süre değil. Üç aylık ihaleleri geride bıraktık. Vadeyi uzatıyoruz. Orta vade denen altı aya yaklaştık. Üstelik faizi yükseltmeden işi yürütüyoruz." Bunları söyleyen Hazine yöneticileri olumlu yaklaşımdalar. Ama dövizin durumu hakkında renksizler. "Dövizde bir türlü denge sağlanamıyor. 1 milyon 300 bin TL'nin altına neden inilemiyor ?" sorumuza cevap verme yanlısı değiller. Hazineciler dövizde direksiyonun Merkez Bankası'nın ellerinde bulunduğuna dikkat çekiyor. Her ne kadar cevapsız kalsalar da dövizin düşmeyip yukarı doğru hareketi onları da rahatsız etmiş. Bu rahatsızlıklarını "Biz Hazine olarak üstümüze düşeni yaptığımıza inanıyoruz" söylemlerinden çıkarıyoruz. Suçlu: TÜPRAŞ! O zaman döviz neden yükseliyor ? Dövizde son on gündür görülen çıkışın nedeni "bir kamu kuruluşunun alımı" diye değerlendiriliyor. Söyleyelim..O kamu kuruluşunun adı; TÜPRAŞ.. Ağırlıklı olarak TÜPRAŞ'ın ödemelerinde 100 milyon Dolarlık rakamlar sözkonusu..TÜPRAŞ'ın dış ticaret işlemlerini gerçekleştiren Ankara merkezli bankanın dış işlem yöneticileri acaba bu eleştiriye nasıl bakıyor ? Bankacılar bu konuda dediler ki; "Haksızlık. Bankalararası döviz piyasasındaki işlemlere bakıldığında bizim bankamızın alış kotasyonlarının etkileyici ağırlıkta olmayacağı görülür. Dövizdeki yükseliş TÜPRAŞ'a ve bankamıza bağlanamaz." Bu açıklamayıda alınca ortaya ilginç bir sonuç çıkıyor. Hazine'nin son TL karşılığı borçlanma ihalesinde başarısını herkes kabul ediyor. Hazineciler mutlu. Piyasalar faizlerin gevşeyeceğine ciddi biçimde inanma yönünde. Buna karşılık döviz durulmuyor. Suçlu TÜPRAŞ görülüyor. Bu kuruluşa hizmet veren banka değerlendirmelere hiç katılmıyor. Lütfen İMKB'yi de unutmayalım. Borsa gitmiyor. Endeks yükselmiyor. Yabancıdan alım ordinosu yok. İşlem hacmi çok düşük seviyelerde. O halde ne? Dövizde talep parası olan vatandaştan geliyor. Yabancı bankalardan geliyor. Hazineciler ve Devlet Bakanı Kemal Derviş kabul etmesinler..Döviz cinsinden yapılan iki ihale ve yüzde 12 ile yüzde 11.5'luk net getirili faizin verilmesi dövize yeniden yönelmenin işareti gibi.. Merkez Bankası da bu ihalelerden pek mutlu değilmiş. Borçlanmanın dövize yayılması konusunda Başkan Süreyya Serdengeçti'nin Hazine Müsteşarı Faik Öztrak'a "Bu iş tehlikeli olabilir. Hazine rahat borç bulabilir, bizim rezervimiz öncelikle şeklen güçlenebilir. Ancak ileriki günlerde tehlike yaşamayalım" çekincesini ilettiğini duyduk. Ayrıca ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz kongrede "Ulusal güvenlik konusunu tartışmalıyız" deyince, ortakları Ecevit ve Bahçeli'den gelen olumsuz-sert cevapların piyasalardan çok vatandaşı ürküttüğü de ekonomi çevrelerinde dillendiriliyor.