Hava bulutlu. Ankara'da bürokratlar sinirli. Ekonomi yönetimi gergin. Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası Başkanlığı çevrelerinde moraller bozuk. Bu elektrikli havanın nedeni acaba ekonomik göstergeler mi ? Yaptığımız iki ziyaret ve iki telefon görüşmesinde, bürokratların canını zor işlerin değil siyasilerin sıktığını tesbit ettik. Tepki; siyasi konuşmalara.. Dengeler bozulmasın Durağımız Emek. 154 günlük ihaleden beklenmedik başarıyla çıkılması, faizin düşmesi Hazine'ye sevinç yaşatmamış. Hazineci bir arkadaş "Bu kadar da olmaz yahu" ifadesiyle şaşkınlığını ifade ediyor. Diyor ki Hazine yetkilisi.. "Bozuk gidişatı önlemeye çalışıyoruz. IMF tepemizde nefes aldırmıyor. Reel sektörün hali ortada. Bankaları güçlükle ihalelere çekme savaşı veriyoruz. Dert çok. Her türlü olumsuzluğa rağmen zoru başaracağımıza inanıyoruz. Enflasyon düşüşe geçmiş. 4 milyar dolarlık dış ticaret fazlası var. Turizm gelirleri mükemmel. Hazine faizleri düşüyor. İç borçlanma ihalelerine talep beklediğimizden öte biçimde artıyor. Elbette problemlerin tamamı bitti demiyoruz. İyiye gidiş sözkonusu. Ama..." Yutkunuyor Hazine bürokratı..Olumsuz tepki yöneltiyor. "Gereksiz konuşmalar bütün işimizi bozuyor. Son olay ortada O konuşmayı yapan siyasiye ortaklarından sert tepki geldi. Piyasalar bu durumu (hükümetin kendi arasında uyumu yok) diye yorumladı. Ardından Genelkurmay Başkanlığı zehir zemberek açıklamasını yaptı. Dengeler bozuldu. Hesaplar alt üst oldu. Bir ay öncesine geri döndük.Mesut bey niye konuştu ki ?" Boş konuşmalar olmasın Ulus'a gidiyoruz, Merkez Bankası'na. Enflasyon hedeflemesine geçmeye hazırlanan, dövizi dengelemeye çalışan Merkez Bankası'ndaki havada Hazine benzeri. Duyulan üzüntüyü ve öfkeyi hissediyoruz. "Ne oldu da döviz iki günde 1 milyon 400 bin lirayı aştı ? Anlayamıyoruz." sözleri bürokratın ağzından dökülüyor. Para programı uygulamasının kararlılıkla sürdüğüne dikkat çeken Merkez Bankası yetkilisine göre, dövize yönelişler her zaman 'tedirginlikten' oluyor. Tedirginliğe yol açan gelişmenin siyasetçilerden olması halinde korku da doğuruyormuş. "Türkiye bataklığın dibinden çıkma gayretinde. Nefes almaya başladık. Ortamı gerginleştirecek konuşmalar bizi yine batağa gömer" görüşünde Merkez Bankası bürokratı. Doğru.. Doğru.. Doğru.. İşte Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası Başkanlığı'nın Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın ulusal güvenlik konulu açıklamasını piyasalardan gelen yansıma sonrasında nasıl değerlendirdikleri..Türkiye'ye yazık oluyor. Bu arada.. Genelkurmay Başkanlığı'nın karşı açıklamasından birkaç cümleciği hatırlayalım; "Ekonomi iflas noktasına gelmişse," "Ekonomiyi bu hale getirenler hakkında en ufak bir işlem yapılmıyorsa" "Milli ve ahlâki değerler aşındırılmışsa" "Soygun düzeni adeta normal bir davranış haline gelmişse." Sizce yanlış mıdır bu sözler..Kesinlikle doğru, doğru, doğru. Genelkurmay'ın açıklamasına katılmayan ya akılsızdır, ya da işine gelmiyordur!