Hükümete vuran vurana

A -
A +

Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte TOBB'a demokrasi gelmiş. Çok gerilere değil... Üç ay öncesini hatırlayalım. Ülkenin en büyük meslek kuruluşu TOBB'un başında Fuat Miras vardı. O zamanlar hükümet için şans, TOBB üyeleri ve Türkiye iş alemi için şanssızlıktı! Niye mi? Hiç kimse kalkıp da hükümeti eleştiremezdi... Yönetim Kurulu Üyeleri, ne Oda Borsa başkanları, ne de Konsey üyeleri konuşamazlardı. DSP-MHP-ANAP hükümetinin has destekçisi idi Fuat bey... Kim var kim yok? Adapazarı... 17 Ağustos depreminin yerle bir ettiği güzel şehir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi Toplantısı için Adapazarı'ndayız. Hükümeti Devlet Bakanı Faruk Bal temsil ediyor. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Ali Helvacı, Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu, Gelirler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi, Halk Bankası Genel Müdürü Emel Çabukoğlu toplantıda bulunuyor. İl milletvekilleri, Sakarya Üniversitesi öğrencileri konuşmaları izliyorlar. Adapazarı'nda hükümetin uygulamaları masaya yatırılıyor. Dilin kemiği yok! TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu hükümete yağcılık yapmıyor. Dilinin kemiği yok. Kibarlığı ve konumu gereği iktidara fazla yüklenmese de mesajları sert. Türkiye'yi sürekli dolaşan Hisarcıklıoğlu gerçekleri anlatıyor: "Nisan ayında uygulamaya konan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı bugüne kadar istenilen hedefe ulaşamadı. Fabrikalar kapanıyor. Yüzbinlerce insan işini kaybediyor. Türk ekonomisinin, üretimin yatırımın ve istihdamın azalmasına tahammüllü kalmamıştır." Hisarcıklıoğlu özellikle dövize takmış. Dalgalı kur politikasının bırakılıp enflasyon oranını esas alan esnek ve gerçekçi kur politikası istiyor. Bence en önemli açıklaması geliyor başkanın: "Döviz kurlarında manipülasyon yapan ve bundan çıkar sağlayan yerli veya yabancı kim olursa olsun gerekli yaptırımlar uygulanmalı." "Vur vur inlesin, hükümet dinlesin! Başkanları hükümete yüklenip yolu açınca kürsüye peş peşe Ticaret ve Sanayi Odaları başkanları çıkıyor. Fuat Miras dönemi olmadığından, herkes etki altında kalmadan konuşuyor. Bölgelerindeki gerçekleri, meslek kuruluşlarının düşüncelerini anlatıyorlar. Başkanları dinleyelim. Kenan Malatyalı (Çorum): "Hükümet, dediklerinin hep tersini yaptı. Bunlara güvenmiyoruz. Seçim şart. Yaktılar bizi." Lütfü Yücelik (Erzurum): "Her geçen gün felâkete gidiyoruz. Hükümet yoldan çıktı. Korkmayalım. Seçim ülkeye güven getirir." Orhan Sarıtaşlı (Tokat) "Türkiye Başbakan'sız. Ecevit'e yeter artık diyorum. Hükümet istifa etsin. Bizi de kendilerini de kurtarsınlar." Suat Öztürk (Elazığ): "Bittik. Dükkanlar iflas ediyor. İşsizlik patladı. Millet aç. Ekonomi programı bitmiştir. Başaramayan hükümet bıraksın. Vatandaş seçim istiyor." Arif Parmaksız (Nevşehir): "Değişim gerekli. Genç, dinamik Başbakan lâzım. İktidar yapmadı ve yıprandı. Sandık milletin önüne konsun. Biz yapacağımızı biliriz." Bürokratın isyanı Tamam. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile diğer başkanların hükümeti topa tutmasını anladık da, iktidarın bir bürokratı, siyasi otoriteyi ve bürokrat arkadaşlarını ağır biçimde suçlayınca iş değişir. Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu bağırıyor. Salon dalgalanıyor. "Ankara haddinden fazla büyüdü. Kendi kendini yiyecek bir mekanizma haline geldi. Ankara'da sorunlar var. Devletin işleyişinde sorunlar var. Yirmiyedi yıllık bir bürokrat olarak ben tedirginim." Sevgili okuyucularım. Bu sözleri devletin müsteşarı söylüyor. Bu lâflar yabana atılamaz. Eğer Saygılıoğlu bunları açıkça konuşuyorsa, vardır bir şeyler. Sonuç Adapazarı'ndan çıkardıklarımız... 1- TOBB hareketlenmiş. Rifat Hisarcıklıoğlu TOBB'u canlandırmış. 2- Hükümet hiç sevilmiyor. Desteklenmiyor. 3- Erken seçim talebi herkesin ağzında. 4- Devletin üst düzey bürokratı dahi isyanını dile getirdi. ...... Not: Muhterem okuyucularım; mübarek Mirac Kandili'nizi tebrik ederim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.