İsmail Cem'e dedim ki: "Lütfen samimi söyleyin. YTP, 3 Kasım seçiminin ertelenmesini istiyor mu?" Demli çay bardağına elini uzattı Cem. Bardağı sıkı sıkı tutan İsmail Cem net konuştu: "Evet. Seçimin ertelenmesi benim partimin lehine." Sansürsüzce! YTP Genel Başkanı İsmail Cem... Hemen her gün televizyonlara çıkıyor. Gazetelerde sürekli açıklamalarda bulunuyor. Ancak...Seçimin ertelenmesine yönelik hiç görüş belirtmemişti Cem. Ülke gündeminin bir numaralı konusu olan seçimin yapılması veya ertelenmesi konusunda Cem'i konuşturduk. Hem de...Öyle söz sarfetti ki İsmail Cem! İlk defa kendisinin ve partisi YTP'nin 3 Kasıma nasıl baktığını ortaya koydu. Muhterem okuyucularım. "Yazılmamak kaydıyla Ziya Osman bey" şeklinde sohbetimizin başında konuşmadığından İsmail Cem, ben de kesip biçmeden, sansürsüzce sohbetimizi sizlere aktarıyorum. Sn.Cem, iyi hoş da! "Parti" kelimesinden hoşlanmıyor. "Partinin patronu" yorumlamalarına son derece soğuk. "Partiye hakim Genel Başkan" yorumuna karşı. İlkesini "Ekip ruhu ve takım çalışması" olarak anlatıyor İsmail Cem. Hoşlanmıyor dedik "parti" sözünden ama...Biz söylemek durumundayız. Çünkü YTP'nin sonundaki 'P' partiyi tanımlıyor. "Birlik ve beraberlik en önemli kozumuz" şeklinde konuşuyor İsmail Cem. Tamam. "Birlik ve beraberlik" iyi güzel de. O birliktelik Derviş yüzünden bozulmamış mıydı? Hafızamızı yoklayalım Efendim. Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı İsmail Cem ve arkadaşları DSP'den ayrıldıkları günlerde Kemal Derviş'le beraberlerdi. Türk solunun yeni partisi olurlarken üç isim temelleri atmıştı. İsmail Cem, Kemal Derviş ve Hüsamettin Özkan. Yeni Türkiye hareketi kamuoyunda iyi bir hava yakalamıştı. YTP gemisinin yelkenlerini 'medya rüzgarı' şişirmişti. Solun çekim noktası olmak üzereydiler. Yavaş yavaş sağa açılmaya başlamışlardı. Mehmet Ali Bayar'la yapılan protokol, YTP-DTP 3 Kasım erken seçimine birlikte gireceklerdi. Kemal Derviş çark edip, "Ben çekiliyorum" sözünü canlı yayınla tüm Türkiye'ye iletince... Moraller bozuldu. YTP kan kaybetti. Olumsuzluk ağır bastı. Fakat YTP dağılmadı. İsmail Cem'e Derviş olayını hatırlatınca... "Bana lütfen Kemal Derviş olayından bahsetme. Derviş'ten bize sıkıntı geldi. Yola birlikte çıktık. Bize (devam edin, beraberiz. Bakanlıktan ayrılsam da, ayrılmasam da YTP'deyim) dedi. Ona güvenmiştik. Bağrımıza basmıştık. O bizi terketti. Hem de beklenmeyen biçimde. Ayrılıklar her yerde olur. Ama böylesi terk ediş hoş değil. Ayrılırken tarz böyle olmamalı. Her şeye rağmen Derviş yine de bizim arkadaşımızdır." Bence YTP ne yapmalı? İnsanımız İsmail Cem'i genelde seviyor. Dürüst olduğuna inanıyor. Dışişleri Bakanlığı görevindeki çalışmalarını başarılı değerlendiriyor. YTP'nin parti programı adındaki gibi tüm Türkiye'ye yönelik. Ancak Anadolu'ya yayılmak, ilçe, belde, köy örgütlerini kurmak kısa zamanda zor. Önemli olan tabelâ mı, yoksa tabana yayılmak mı? 3 Kasım seçimine kısa süre kala YTP'nin ağırlığını büyük şehirlere vermesi gerekir. Bu düşüncemi anlatıyorum İsmail Cem'e. "Sayın Cem, benim görüşüm İstanbul, İzmir, Ankara YTP'nin güvendiği yerler olmalı. Siz büyük metropollerde daha çok biliniyor ve seviliyorsunuz. Toplam 123 milletvekilliğine sahip bu yerler. Buralara yüklenmek yüzde 10 barajı için de, çok sayıdaki milletvekilliğini kazanmak için de şart ve mantıklı." Sözlerimi dinleyen Cem "Son derece doğru bir düşünce" diyor ve: "İstanbul'da bir anket yaptırdık. Daha yeni. Yüzde 15 çıktı YTP'nin oyu. Bizim zamana ihtiyacımız var. Zaman bizim kendimizi daha iyi anlatmamızı sağlayacak. Bu kesin. İhtiyacımız olan zamanı kazanmalıyız." Baraja bomba Mesut Yılmaz'ın ta Brüksel'lerde "Erken seçimi bir ay erteleyip, 15 Aralık'ta yapalım" beyanına İsmail Cem nasıl bakıyor: "Olabilir. Kasım değil Aralık. Fark yok. Avrupa Birliği olayı var Türkiye'nin. Bu da dikkate alınmalı." Ve bomba.. Pimini çekiyor bombanın ve atıyor baraja YTP Genel Başkanı İsmail Cem: "Yüzde 10 barajını yüksek görüyorum. Yüksek duvarlarla hareketlerin önü kesilmemeli." O zaman... "Sayın Cem bu ifadenizden yüzde 10'luk Türkiye barajına yüzde 10 oranına karşı olduğunuzu anlıyorum. TBMM'de ciddi bir milletvekili sayınız var. O halde barajın düşürülmesi çalışmalarında YTP de yer alabilir?" Soruma cevap yok. Soruma cevap soruyla İsmail Cem'den: "Neden olmasın? Sen olsan ne yapardın Sayın Açıkel?"