Borcunu ödeyenle, ödemeyeni öğrenmek toplumun hakkıdır! Sevgili okuyucularım. Son günlerde Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın'ın "Halkbank'taki kredilerin yüzde 98'ini 150 firma almış" açıklamasının ardından, konunu saptırıldığını üzülerek gördüm. Bir gazetemizde gerçeklerden uzak biçimde, banka-kredi müşterisi ilişkisi bilinmeden, gerçeklerin nasıl saptırıldığını bir vatandaş, bir gazeteci olarak utanç içinde okuyorum. Rakamlar yanlış biçimde kamoyuna yansıtılmakta, bankayla arasında hiçbir sorun olmayan kredi müşterisi şirket, batakçı gibi gösterilmekte, borcunu ödeyenle ödemeyen bir tutulmakta! Amaç; çamur atmak, ortalığı karıştırmaktır. Zeki Sayın'ın sözleri çarpıtılıyor! Şimdi sizlere Zeki Sayın ismini iletmek istiyorum. Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Tasfiye Halindeki Emlak Bankası'ndan sorumlu Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı'dır, Zeki Sayın. Yılların bankacısıdır. Adı hiçbir şaibeye karışmamıştır. Dürüsttür. Ama... O profesyonel ve düzgün bankacı Zeki Sayın'ın ağzından çıkanları, birileri 'bilerek ve isteyerek' kötü niyetli yaklaşımlarıyla yorumluyor. Doğruları yazmak gazeteciliktir! Sizlere bazı gerçekleri anlatacağım muhterem okurlarım. Ticaret hayatında, her şirket bankacılık müessesesinden faydalanabilir. Bankalardan nakdi ya da gayri nakdi kredi kullanabilir şirketler. Teminatını veren kredisini alır. Ne kredi almak, ne de kredi kullandırmak suçtur. Bankalar vatandaştan mevduat toplar, kredi mekanizmasıyla mevduatını krediye çevirerek, ekonomiyi destekler. Saptırılmış liste! Kamuoyunu aldatan liste! Bankalardan kredi kullanan firmalar arasında, iyi ve kötü niyetli olan şirketler elbette vardır. Ancak... "Batık kredi listesi", "Kamu bankalarının patronu Sayın'ın açıklayamadığı isimler", "İşte Halk Bankası'nın 4 katrilyonunu batıranlar" başlıklarıyla yapılmak istenen gazeteciliğin ne olduğunu söylemenin ve yürekli biçimde gazeteye yazmanın erdemlilik olduğuna inanıyorum. Halk Bankası'ndan büyük oranlarda kredi kullanan firmaların listesine baktığımızda! Bu liste yeni tarihli değildir. Halkbank'a borcunu namusuyla ödeyen firmalar, ödemeyenler içerisinde gösterilmiştir. Borçlarını Halkbank ile karşılıklı görüşerek yeniden yapılandıran firmalar, borçlarının üzerine yatan firmalar şeklinde değerlendirilmiş, haksız yere o listeye konmuşlardır. Halkbank'tan aldıkları kredileri batırmayan, ülke ekonomisine yatırımlarıyla katkı sağlayan şirketlerin hakkı yenmiştir. Böylesine aslı astarı olmayan haberlerle, işadamlarının çalışma şevki kırılır. Her türlü zorluğa rağmen borcunu ödeme arzusunda olup, borcunu ödeyen firmalara kötülük yapılmakta. Borcunu ödeyen firmalara ve o firmaların sahiplerine yalanla, dolanla sataşmanın manası yoktur. Zeki bey soruyorum? "Lütfen açıklayın.." Muhterem okuyucularım. Şahsımın da çalıştığı, bir grup olan İhlas Grubu, yaklaşık 20 bin kişiye iş vermekte. İhlas Grubu hiçbir zaman devlete yük olmadı. İhlas Grubu peş peşe gelen ekonomik krizlerden etkilendi ama kısa zamanda kendisini toparladı. İhlas Grubu borçlarını zamanında, tıkır tıkır ödemektedir. Sapla samanı birbirine karıştırmamak lâzım. Dürüstlükle borcunu ödeyen firmalarla, dürüst olmayıp borcunu ödemeyenler terazinin aynı kefesine konmamalı. Benim şirketim namusludur. Ekmeğini yediğim insanlar şereflidir. Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın'a ben de şu soruyu yöneltiyorum: "Zeki bey... Halk Bankası'na, Ziraat Bankası'na ve Emlak Bankası'na borcu olup da, borçlarını ödemekten kaçanları lütfen açıklayın. Toplum doğruları, gerçekleri bilsin. Kim yemiş, kim götürmüş, bilinsin." Tarih boyunca doğrular eninde sonunda kazandığına göre.. Yine böyle olacaktır. Doğrular kazanacaktır.