Renkli konuşması... Sivri dilliliği... Taviz vermez yapısı... Tüccar mantığıyla çalışması... Lâfını esirgememesi... Aleyhinde olanlara dokundurması... Bu farklı özellikleri başkentte sadece bir kişi sergiliyor. Kim mi ? O... Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin, hükümetin 'Kemal abisi' Maliye Bakanı Kemal Unakıtan. İlk açıklamasında neler söylemişti? Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile göreve başladıktan sonra ilk görüşen gazeteciyim. Unakıtan, sohbetimizde beni 'iyi işler' yapacağına inandırmıştı. Basın müşavirliği konusunda, devletin alışık olmadığı bir profesyonellikle çalışan Salih Yendi'nin "hayatımda bu kadar pratik olan bir insana rastlamamıştım" sözünün doğruluğunu şimdi daha iyi anlıyorum. 'Vergi barışı' projesinden bahsetmişti bakanlığının birinci gününde AK Parti'nin Kemal abisi. Aynen "Ziya Osman bey, vergi barışı düşüncemi kanunlaştıracağım. Vatandaşların kullanımına sunacağım. Devlet büyük kazanç sağlayacak. Borçlu da, alacaklı da rahatlayacak. En az 3 katrilyon TL geliri kasaya koymazsam bana da Kemal demesinler" şeklinde konuşmuştu. Kemal Unakıtan'ın şu iddialı cümlesini de hatırlıyorum: "Devlet her şeyi satmalı kardeşim. Milletvekili lojmanlarından başlayacaksın ki, vatandaş hükümetine güvensin. Ardından diğer özelleştirmelere sıra gelmeli. Tak tak işi bitireceksin. Bu işleri hızlı yapacaksın. Zaman kaybetmeyeceksin." Kemal bey.. İyi güzel diyorsun da! Mantıklı söylemleri vardı Kemal beyin de. Etkinliklerini ve yönlendiriciliklerini kaybetmek istemeyen güç odaklarını, baskı unsurlarını, engelleyici bazı medya kuruluşları gibi faktörleri unutuyor muydu? Türkiye'de iş yapan sevilmezdi. Karalanırdı. Çamur atılırdı. Acaba gelecek hücumları göğüsleyebilecek miydi Maliye Bakanı Kemal Unakıtan? Bu düşüncelerimi kendisine ilettiğimde... "Dönüp arkama bakmam bile. İt ürür, kervan yürür. Devletteki hesap uzmanlığımda hataları ve yanlışları ortaya çıkarmak için, özel sektör yöneticiliğimde ise, kısa zamanda en iyiye nasıl ulaşırım için çalıştım. Çiğ yemedim ki, karnım ağrısın. Allah'tan başka kimseden korkmam" demişti. Beş ay önce bunları söylüyordu Maliye Bakanı Kemal Unakıtan. "İşler nasıl gidiyor?" dedim... Dün. Maliye Bakanlığı'nda önce Recep Tayyip Erdoğan'ın, sonra tüm AK Parti camiasının 'abisi' olan Kemal Unakıtan'a seslendim: "İşler nasıl gidiyor Sayın bakanım? Siz gerçekleri saptırmazsınız." Bana "bari sen bana işlerin nasıl gittiğini sorma" türünden bir bakış fırlattı Unakıtan, ve "Gördün mü vergi barışı projemi Ziya Osman Açıkel. Süre bitmeden 4.5 katrilyon liralık başvuru yapıldı. IMF'nin beklediği 750 trilyon TL idi. (Lojmanları satacağım) dedim. İşte şimdi satışlar başlıyor. Oluyor mu, olmuyor mu herkes görecek" dedi. Tam gaz devam ediyor Kemal bey: "Özelleştirmeden korkan sendikacılar elbette olacaktır. Adamlar yerden göğe haklılar. Ne de olsa devlet babaları onlara yılda 35 trilyon TL para veriyor. Hiç adamlar parayı kaybetmek ister mi? Güçleri varsa, Unakıtan Kemal'in ununu, suyunu kessinler de göreyim. Korkmam." Gemileri yakmış, savaşa tüm benliğiyle girmiş Unakıtan. İfadelerinden ben bu kanaate vardım. Doktorlar, avukatlar dikkat! Yakın arkadaşlarının yorumu; Kemal Unakıtan çalışma hayatında yapacaklarını önceden, peşin peşin anlatırmış. "Şimdi neyin peşindesiniz Sayın Bakan?" Recep Tayyip Erdoğan'ın 'en yakın dostu ve abisi' olan Edirneli Unakıtan'ın cevabı: "Doktorları, avukatları çok seviyorum. Onlarla Nisan sonundan itibaren özel çalışacağız. Vergide kayıp ve kaçağın fazla olduğu sektörlerin üzerine gideceğiz. Can yakarım. Vergisini vermeyeni yakacağım. Birileri kazandığı üç kuruşun vergisini öderken, birileri yatacak, öyle iş yok. Yakarım dediysem yaparım Ziya Osman." Dediğini yapan adam olduğuna göre! Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a herkes alışacak.