Kredi geliyor... Oh!

A -
A +

Washington'dan gelen "Önce IMF sonra Dünya Bankası bekletmeye aldığı kredileri serbest bıraktı" haberi Ankara'yı rahatlattı. Zor günler yaşayan hükümetin bir ortağı hariç diğer iki ortak 'güldü.' 3.2 milyar dolar tam anlamıyla can suyu oldu Türkiyemiz için. Peki.. Pazartesi günü 3.2 milyar Dolarlık krediye kavuşacağız da dertler bitecek mi ? Hayır. Köhler'e dikkat! Okuduğunuz "hayır" kelimesi sadece bizim cevabımız değil. İsimlerini ve çalıştıkları kurumIarı söyleyemeyeceğimiz iki zirve bürokrat da "hayır" kelimesini kullanıyor. "Hayır"ın sebebi ise ekonomik programdan kaynaklanmıyor. Sorun ekonomik değil siyasi. Daha açıkçası, hükümet partilerinin programa 'bakışı' ve sahip çıkma konusunda bitmek bilmeyen 'tereddütleri' sorunu oluşturuyor. Bu karamsar yaklaşımımızı güçlendirelim. IMF Başkanı Horst Köhler'in açıklaması hayli dikkat çekici... Enis Öksüz'ün eleştirdiği Köhler bakın ne diyor: "Türk hükümeti birlik içinde ekonomik programı mümkün olduğu kadar güçlü şekilde uygulamalıdır. Bazı önlemlerin uygulanmasına ilişkin belirsizlikler programdan tam yararlanılmasını geciktirmiştir. Programın eksiksiz uygulanması halinde faiz oranları aşağı çekilecek ve programın başarısı da sağlanacaktır. Programın en kuvvetli biçimde uygulanmasını ve siyasi liderlerin de arkasında birleşmelerini istemekteyiz." 'Eleştiri, istek ve uyarı' kokan açıklama, para musluğunu yeniden açan gücün hükümete 'yanlış yapmaması gerektiğini' sert biçimde gösteriyor. Derviş rahatladı IMF ve Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu toplantıları yapılırken Kemal Derviş heyecan içinde telefon bekliyordu.. Türkiye saatiyle geceyarısı 00.30 sularında Washington Ekonomi Müşaviri Ali Ümit Gönülal'ın cep telefonundan aradığı Derviş''in duyduğu söz "Krediler tamam efendim" oluyor.. Hemen arıyor Derviş, Hazine Müsteşarı Faik Öztrak'ı ve "İki haftamız boşa geçti Faik..Yazık" diyor. Piyasaların ateşini söndürme ve halka güven verme amacında Derviş suskunluğunu bozuyor: "Evet zor durumdayız. Ama bu zorlukları birbirimizi severek aşalım. Fikir ayrılıklarımız olabilir ama bunları büyük tartışma ortamına sokmadan çözelim. Eğer biz bu sevgi desteğini verirsek bütün sorunların üstesinden geliriz" Kıyaklar sürerse!.. Ama şunları unutmayalım. İçi boşaltıldığı için batan ancak 'devlet babanın' şefkatli kolları olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen bankaların zararları 25 milyar dolar olursa.. Vergi üreten özel sektör maaş ödeyemezken, devletin memuru katrilyonluk zamları beğenmezse.. Seramik fabrikalarına trilyonluk LPG kıyağı çekilirse.. (Olumsuz gerçeklerin hepsini yazmaya sayfa yetmez.) IMF ne yapsın, Dünya Bankası ne yapsın. Türkiye'nin şovenist ve popülistlere değil akıllı yöneticilere şiddetle ihtiyacı var. Yoksa yanılıyor muyum ?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.