Önce ağladılar... Sonra vurdular...

A -
A +

Televizyonlara çıkıp gözyaşı döküyorlar Gazetelerde feryat ediyorlar. Bakmayın siz o 'batıyoruz edebiyatı' yapanlara. Onlar toplumun hislerine tercüman olan yaklaşımlarıyla yapılanları kamufle etme peşindeler. Anlatacağımız olay o kurnazlara göre akıllı yöneticilik. Bankacılık nedir? Bankacılığın temeli, mevduat toplama ve kredi kullandırma üzerine kuruludur. Faiz vererek vatandaştan ve kurumlardan TL-döviz toplayan bankalar, bunları bireysel ve kurumsal krediye döndürüp para kazanır. Parası olan mevduatından faiz geliri sağlar. Buna karşılık, ihtiyacı olan aldığı nakdi ve gayri nakdi kredilerle işini görür. Tüketici, konut ve otomobil kredileri bireysel kredi sınıfındadır. Kurumsal müşteri olarak şirketler TL ve döviz kredisi türlerinde nakdi kredi kullanır. Ayrıca yine şirketler gayri nakdi kredi olarak bankalardan teminat mektubu alır. Bu mektubu yurtdışından dövize çevirerek Türkiye'ye getirdiği kaynağı işinde değerlendirir. Yeni strateji: Ölürsen öl.. Ülkemizde yılbaşından itibaren finans sektörü değişti. Mevduat toplamaya "evet" diyen bankacılarımız iş kredi kullandırmaya gelince "hayır" cevabını ağızlarından düşürmez oldular. Bankalar son beş aydır kredi kullandırmıyor. Teminat mektubu hiç vermiyor. Bankaların kredi pazarlama birimlerinde çalışan beyaz gömlekli finansçılarımız "Kredi isteme benden, buz gibi soğurum senden" tekerlemesiyle müşterilerine sesleniyor. Kredi vermeyen bankalar, eski kredilerin en kısa zamanda kapatılmasını talep ederken, bu kredilerin faizlerini anormal biçimde artırıyor. Şirketleri boğuyorlar. Türk finans sektörünün izlediği strateji son dönemde işte böyle. Güzel ilişkiler, tatlı kârlar Gelelim 'çirkin' konuya. Kasım krizi sonrasında Aralık ve Ocak ayları ile Şubat krizinin akabinde Mart ayındaki TL-döviz ilişkisinden haber verelim. İktidar partilerine yakın bazı işadamları ilişkilerini mükemmel biçimde değerlendirip 'tatlı kârlara' dönüştürmüşler. Başkentte görev yapan bir banka yöneticisi dostumuzdan ulaştı istihbarat: "Kamu bankalarına baskı yapıldı.Kredi açılması istendi.Şirketler adına alınan kredilerle döviz alındı. Dalgalı kurdaki artıştan faydalanıldı. Doları 650.000-850.000 TL aralığından alıp 1.400.000-1.550.000 TL seviyelerinden sattılar. Muazzam paralar kazanıldı. 1 milyar Dolara yakın miktarda kâr cebe inmiştir." Gizlilik ilkesi var ya! Ankara'da Başbakanlığa gelip, hükümet yetkililerine "Öldüm, bittim.İşlerim kötü.Eğer batarsam binlerce işçim işsiz kalacak.Onbinlerce insana ekmek yediremeyeceğim.Ülke ekonomisi kaybedecek" yalanını söyleyenler kim ? Kamu bankaları kanalıyla soygun gerçekleştirenler bulunmayacak mı ? "Dalgalı kur uygulayan ekonomilerde döviz fiyatına baskı yapılamaz" yalanıyla, Doların 1 milyon 500 bin TL'ye çıkmasına göz yuman basiretsiz yöneticiler neden sessizler ? Konuşmaktan mı korkuyorlar, yoksa konuşmamak işlerine mi geliyor ? Bizden bu konuyu kamuoyuna iletmesi. Denilecek ki "Bankacılık sektöründe müşteri hesapları gizlidir.Açıklanamaz." Sonuç Türk ekonomisi batmış.. Boşver ! Toplum perişanmış.. Önemsiz ! İşyerleri kapanıyormuş.. Problem değil ! Zihniyet değişikliği olmayan hiçbir yerde işler düzelmez. Hesap soran yok çünkü. Götüren götürene, çalan çalana. Hırsızlar yaşar, garibanlar çeker.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.