Biliyor musunuz? Tezkere olayında... Bazı milletvekillerimiz... 1 Mart'ta "memleket satılıyor" deyip, "hayır" oyu, 20 Mart'ta "memleket satılmıyor" deyip, "evet" oyu kullandılar. Yani; 1 Mart'ta vatanperverce (!) düşünen bazıları, 20 Mart'ta sanki Türkiye'nin aleyhine (!) yönelik biçimde davrandılar. Bürokratlardan... Unutulmayacak değerlendirme! Halbuki... TBMM'ye ilk kez Başbakanlık tezkeresi 6 Şubat Perşembe günü gelmişti. Ve o tezkereyle.. ABD askerlerinin 3 ay boyunca Türkiye'deki üslerde inşa ve modernizasyona gitmelerine izin veriliyordu. Yüce mecliste oylanan birinci tezkere 308 oyla geçmişti. Kimse kimseyi kandırmasın. Güneş balçıkla sıvanmaz. İktidar partisine mensup milletvekillerinin içinde yer alan bazıları da diğer arkadaşları gibi 'harbice' davranıyorlardı. Bu oylamayla birlikte... Türkiye, Irak operasyonunda ABD'ye destek oluyordu yâ. Bir genç siyasetçimiz hemen televizyon ekranlarına çıktı. Ve..: "Türkiye, ABD'nin yanında yer aldı. 6 milyar Dolarlık yardım geliyor. Bu rakam opsiyonlu olarak 20 milyar Dolara ulaşıyor" şeklinde konuştu. Piyasalar bu müthiş açıklamayla moral kazanmıştı. Ardından ikinci tezkere gündeme geliyordu. Fakat Ak Parti'nin birinci tezkereye "evet" oyu veren vatanperver (!) milletvekillerinden bazıları Genel Başkan Tayyip Erdoğan'ı dinlemediler. Böylece... 1 Mart'ta ikinci tezkere TBMM'ye takıldı. Sevgili okurlarım. İkinci tezkere oylamasının ardından... Günleri Hazine Müsteşarlığı'nda, Merkez Bankası Başkanlığı'nda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nda, kamu ve özel sektör bankalarında geçen bir Başkent gazetecisi olarak "Türkiye'ye yardım paketinin açılmayacağı" kararına varmıştım. Çünkü aklı selim bürokratların şu sözlerini ömrümün sonuna dek unutmayacağım: "ABD'yi kandırdık. Bu durum başımıza bela açar." Kaçan balık büyük olurmuş! Tayyip beyin yakın çevresinden bana gelen bilgilerde, bürokratlarımızın görüşleriyle aynı paralellikteydi. Recep Tayyip Erdoğan...İşin kötüye gittiğini anlamıştı. ABD ile aramızın bozulduğunu fark etmişti. Duruma el koydu. Kendisini ABD Başkanı George W. Bush'a mahçup ettirenler, CHP'liler değil kendi partisine mensup bazı milletvekilleriydi. Milletvekilleriyle bire bir görüşen Tayyip Erdoğan üçüncü tezkereyi 20 Mart'ta 'ismini ortaya koyarak' geçiriyordu ama.. Kaçan balık büyük olmuştu ABD kesinlikle Türkiye'nin kendilerini kandırdığına inanmıştı. Beyaz Saray Sözcüsünün "Türkiye'ye yardım savaş bütçemizde yok" sözlerini CNN canlı yayınla tüm dünyaya iletirken. Eski Başbakanlık binasının birinci katında çiçeği burnundaki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başını iki elinin arasına almıştı. "Bizimkiler yanlış yaptı. Gerçekleri göremediler. Ülkenin hayrına olan tezkereyi anlayamadılar. Bu milletvekillerini ben aday gösterdim. Beni dinlemediler." Tayyip beyin ağzından çıkan bu cümleler, işin vahametinin de işareti oluyordu. Bu iş çocuk işi değil! 6 Şubat'ta..."Hiç problem yok" düşüncesi kafanızda yer bulsun. Birinci tezkereye "evet." 1 Mart'ta..."ABD ülkemizi ele geçiriyor" saçmalığına inananların milli müdafaaları! İkinci tezkereye "ret." 20 Mart'ta..."ABD tarihi dostumuzdur. Türkiye'nin kötülüğünü istemez" de. Üçüncü tezkereye "evet." Bu iş çocukların oyuncakla oynamalarına benzemez. Maalesef... Yurt içi ve yurt dışı piyasalar güven eksikliği hissediyor. Tek başına iktidara gelen AK Parti, herkesi mutlu etmişti de... Sayıları otuz-otuzbeşler civarında olan kendi milletvekilleri yüzünden duyulan 'mutluluk', artık 'güven eksikliğine' dönüştü. Erdoğan artık Başbakan olduğuna göre O yüzden... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Ulusa Sesleniş' konuşması doğru yapılmıştır. Konuşmanın zamanlaması da, içeriği de olumludur. Anti Amerikan görüşlerin Türkiye'ye fayda sağlamayacağını ilk gören de Erdoğan olmuştur. Okuduğunuz şu yazımı hazırlarken, Washington'dan bir haber düştü ajanslara. Korkmayın. Bu kez moral bozucu değil. IMF merkezinden, Tayyip Erdoğan'ın ekonomik programa harfiyen uyulacağı sözlerini "memnuniyetle karşıladık" açıklaması geldi. Tayyip bey artık Başbakan olduğuna göre.. Erdoğan ipleri tamamen hükümetin başı olarak ele aldığına göre.. 'Mıntıka temizliğini' gecikmeden yapmalı ki, piyasalara güven gelsin...