Serdengeçti, Akçakoca, Cansızlar: "Hükümetten baskı yok..."

A -
A +

Esenboğa'dan kalkan 14.40 uçağıyla İstanbul'a uçuyoruz. Atatürk Hava Limanı'na 15.35'de rötarsız iniyoruz. Bir an evvel Zincirlikuyu'ya gitmeliyim. Çünkü 17.30 başlayacak önemli bir toplantıya yetişeceğim. İstanbul trafiği malum. Yine de olumsuz trafiğe rağmen, zamanında hedef noktama ulaşıyorum. Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı'nın davetlisi olarak yedi tepeli şehir İstanbul'a geldik. Finans Kulüp Başkanı Turgut Telman son derece önemli bir toplantı düzenliyor. 'Finans sistemimizin güvenlik unsurları ve bu konuda çalışan bağımsız kurumlar' konusu tartışılacak. Ankara'nın zirve bürokratları, İstanbul sermayesinin önüne çıkıyor. Elbette bir Başkent gazetecisi olarak bu bürokratlarımızı dinlemek zorundayım. Rahmetli Ayhan Şahenk beyin temelini attığı Garanti Bankası Genel Müdürlük binası ev sahipliği yapıyor toplantıya. Büyük konferans salonunda kimi ararsanız var. Çevremde oturanlar; Osman Birsen, Ergun Özen, Ali İhsan Karacan, İhsan Fevzibeyoğlu, Tezcan Yaramancı, Berra Kılıç, Adnan Nas gibi isimler. Ayrıca yüzden fazla dinleyici sessizce koltuklarında bekliyorlar. Türkiye'nin finans merkezi İstanbul'daki önemli şahsiyetleri iş saatinde bir araya kimler getirebilir? Demek ki, finans aleminin önemli temsilcilerinin yoğun tempolarından uzaklaştırabilecek konu ve konuklar da olabilirmiş! Finans Kulüp'ün düzenlediği aktivitenin konuşmalacılarının kimler olduğunu söylersem anlarsanız işin ciddiyetini! Konuşmacılar; Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, BDDK Başkanı Engin Akçakoca, SPK Başkanı Dr. Doğan Cansızlar. Ekonominin en tepesindeki bu yöneticileri aynı toplantıda dinlemek hakikaten bir ayrıcalık. Üç değerli başkan konuşuyor. Ve... Finans Kulüp Başkanı Turgut Telman soru-cevaplara geçiyor. Efendim, ben de sorulara yönelik verilen cevapların içindeki mesajları sizlere ileteceğim. İstanbul'da ünlü bir bayan ekonomi gazetecisi var. Sorularıyla 'şahin', tebessümüyle 'kadife' gibi özellik gösteren arkadaşımız önce Dr. Doğan Cansızlar'ın, sonra da Serdengeçti ve Akçakoca'nın cevaplandırmasını istiyor. İşte soru: "Bağımsız kurulların bağımsızlığını kısıtlamak isteyen, onların kollarını bağlamayı hedefleyen hükümetle çalışmak nasıl bir duygu?" Tam bir tuzak soru. Aslında buna soru diyemeyiz. Amaç belli. İstenen... Başkanları zora sokmak. Onların hükümetle aralarını açmak. Cansızlar'ın örnek alınacak duyarlılığı Devlette yirmi yılı aşkın süredir çalışan, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Doğan Cansızlar hiç faka basar mı? SPK'yı Muhsin Mengütürk çiftliğinden, saygı duyulan kurum haline getiren Cansızlar sadece üç cümle konuşuyor: "Üzerimizde şu veya bu şekilde baskı yoktur. Aldığımız kararları özgürce alıyoruz. Hükümetle problemimiz yok." Doğan beyin takdir ettiğim özellikleri pek çoktur. En önemlisi ise, ısrarla kendisinin başında olduğu kurumdan hesap sorulabilmesini isteyebilecek cesarete sahip olmasıdır. Bugün bırakın kamuyu, özel sektörde dahi kaç yönetici kendi yönetimi için "hesap sorun" diyebilir? Mesleki hayatında arkadaşlarının "kuruşun hesabını sorar, harcadığı kuruşun da hesabını verir" yorumunu yaptıkları SPK Başkanı Dr. Doğan Cansızlar sözlerini bitiriyor: "Düzenleyici kurum işlevlerini yerine getirmede ve yetkilerini kullanmada bağımsız ve aynı zamanda da hesap verebilir olmalıdır." Akçakoca: "Bize tahammül edin" Cevap sırası Engin Akçakoca da. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Akçakoca kendisini Karamehmet operasyonu sonrasında zora düşürmek isteyenlere de sesleniyor: "BDDK'nın üstünde düzenlemede ve denetlemede baskı yok." Gazetecinin amaçlı sorusunu anlamlı cevaplandıran Akçakoca susmuyor, konuşmasını sürdürüyor. Kendisini kıskanan bazı İstanbullu finans yöneticilerine ve Ankara'daki statükocu çevrelere şunları iletiyor: "Her söylenene inanmayın. (BDDK yüzünden devlet bu kadar zarar etti) diyenlere (Eğer BDDK olmasaydı zarar ne olurdu?) sorusunu yöneltmek lâzım. Aldığımız kararlar yargıya ve denetime açıktır. Gelişmiş ülkelerde BDDK gibi kurumlar kıskançlık olmayan bir ortamda faaliyet gösteriyorlar. BDDK gibi özerk kurullara tahammül etmemiz gerekiyor. Bu belki biraz zaman alacak." Akçakoca'nın bir de şikayet var efendim: "BDDK kurulurken personelin ücretleri, özlük hakları gibi konularda "özerksiniz" denilmiş. Daha sonra teker teker geri alınmış. Bunları düzeltmek için mücadele ediyoruz." Süreyya bey: "Tehdit, baskı yok.." Paranın patronu Süreyya Serdengeçti mikrofonunun düğmesini açıyor. Merkez Bankası Başkanının yüzündeki ifadeyi görünce aklından "biz ne ile uğraşıyoruz, basının bir kısmı neyin peşinde" düşüncesini geçirdiğini anlıyorum. Serdengeçti de diğer başkanlar gibi net: "Merkez Bankası'nın tehdit eden bir baskı yok. Biz iki sene önce bağımsızlığımızı kazandığımız yasadan memnunuz. Merkez Bankası bağımsız oldukça enflasyon da düşer. Bizim derdimiz Türkiye'deki bilinç eksikliğidir." Bence! Sevgili okuyucularım. Bürokratlar kolay yetişmiyor. Adam yemek 'başarılı iş' biçiminde değerlendirilir. ülkemizde.. Merkez Bankası Başkanlığı, BDDK ve SPK gibi özerk kurumların bugünkü başkanlarıyla çalışmak AK Parti hükümeti için bir şanstır. Hükümet kendini icraata verir, bu başkanların tecrübelerinden ve cesaretli çalışmalarından faydalanırsa, Türkiye içine girdiği zor günleri rahatça aşar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.