Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti açıklamalarıyla ortalığı karıştırdı. Karıştırmasına karıştırdı da! Hem MÜSİAD'a, hem de AK Parti hükümetine seslenen Serdengeçti'nin sert çıkışını anlayamadım. Süreyya bey konuşmazdı, konuşmazdı! Yıllardır tanıdığım Süreyya Serdengeçti... Konuşmalarında yumuşak üslup kullanırdı. Düşündüğünü söylerken kırıcı olmazdı. İfadelerini çoğunlukla rakamlara dayandırırdı. Güler yüzünü kafasının içindekilerle birleştirirdi. Türkiye'yi derinden sarsan iki ekonomik kriz yaşanırken ve o krizlerin bitiminde bile ağır sözler sarfetmemişti Serdengeçti. Merkez Bankası Başkanı, kendisinden beklenilmeyen biçimde (!) konuştuğuna göre.. Çiçeği burnundaki tek başına iktidar, güçlü AK Parti'yi eleştirip, uyardığına göre.. Çok etkili bir lobi olan, yeni hükümetin gözbebeği özelliğini taşıyan MÜSİAD'tan "Haddini bil Serdengeçti" cevabı aldığına göre.. Tüm bu yaklaşımları değerlendirdiğimde... Aklıma tek bir şey geliyor. Ankara bürokrasisini adı soyadı gibi bilen bir gazeteci gözüyle yorumlayayım. Bürokratlar hesabı neydi? Başkentin üst düzey bürokratları... Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyundaki sevgisinin bu kadar yoğun düzeyde olmasını beklemiyordu. Evet, Adalet ve Kalkınma Partisi 3 Kasım'dan önce yapılan bütün anketlerde birinci partiydi. Ama onlar, AK Parti'nin tek başına iktidar çoğunluğuna ulaşabileceğini düşünmüyorlardı. CHP ve barajı geçen DYP'nin kuracakları bir hükümetle çalışacaklarını planlamışlardı. AK Parti ve CHP'nin kuracakları koalisyon hükümetine de hazırlıklıydılar da. Ekonomi yönetiminin CHP de, Başbakan Yardımcısı görevindeki Kemal Derviş'e bağlanacağını hesap etmişlerdi. Kontrol bürokrattan AK Parti'ye geçiyor! Şimdi. İktidarda koalisyon yok. Yamalı bohçaya benzer hükümet yok. Her kafadan farklı bir sesin çıktığı kavgalılar ortaklığı yok. Ne var? Birbirine kenetli 363 milletvekiline sahip bir meclis grubu. İyi yetişmiş tecrübeli ve dinamik isimlerden oluşan tek partiye mensup bakanlar kurulu üyeleri. Yani; AK Parti. Eski iktidarlar döneminde ekonominin zirve bürokratları aslandı, kaplandı. Her istediklerini yaptırırlar, her dediklerini hükümete uygulattırırlardı. AK Parti döneminde 'bürokratın hakim olduğu devlet' anlayışı yıkılacak. Hükümetlere hükümet eden, Başbakanları yöneten, bakanlara 'posta koyan' bürokratlar olmayacak yeni dönemde. Kontrol yavaş yavaş değil, hızlı biçimde AK Parti iktidarına geçecek. Sözler çok açık! Tıpa tıp şunları söylüyor Süreyya Serdengeçti: "Enflasyon istemek bilerek ya da bilmeyerek yolsuzluk önermektir. Herkes bilir ki; büyüme pahasına enflasyondan taviz vermek bir işe yaramaz. Gevşemeyle büyüme tezi yanlıştır." Ona ilk cevap MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu'ndan geliyor: "Sayın Serdengeçti haddini bilsin. Kendisi hesap sorma değil, hesap verme makamındadır. Türkiye ekonomisinin son üç yılda içine düşürüldüğü bunalımın hesabını önceki siyasi iktidar 3 Kasım seçimlerinde ödedi. Serdengeçti kendisini bu hesaptan bağımsız kılamaz." Devam ediyor Bayramoğlu: "Faizlerin yüzde 2.500'lere tırmanmasına, 3 ay sonra da devalüasyonla neticelenen büyük felaketin gelmesine yol açan Merkez Bankası yönetiminde Sayın Süreyya Serdengeçti vardı.19-21 Şubat 2001 tarihleri arasında Merkez Bankası, (devalüasyon geliyorum) dediği halde, 5.5 milyar Doları eski kurdan (650 bin TL) kimlere sattığını açıklamak zorundadır." Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti konuşmasında AK Parti hükümetine de sesleniyor: "Uyguladığımız programın sosyal boyutu var, ancak anlaşılmıyor. Enflasyonu düşürmek, sosyal anlamda herkesin yararına bir şey. (Programın sosyal boyutu yok) demek mümkün değil." Serdengeçti'ye hükümetin cevabını da Devlet Bakanı Ali Coşkun iletiyor: "Hayır, bu programın kesinlikle boyutu yoktur. Bunu biz ekleyeceğiz. Merkez Bankası'nın enflasyonla ilgili endişelerine katılmıyorum. Zira mücadelede geri adım söz konusu değildir." Bu sözlere dikkat ettiğimizde herkesin görüşü, amacı, ve beklentisi ortada. Ben, Ali Bayramoğlu beye son derece hak veriyorum. Sevgili Ali Coşkun doğru söylüyor; programın sosyal boyutu yok. Erdoğan ve hükümete sesleniyorum! Recep Tayyip Erdoğan'a, Abdullah Gül'e, Abdüllatif Şener'e, Mehmet Ali Şahin'e, Kemal Unakıtan'a, Ali Babacan'a, Kürşat Tüzmen'e söyleyeceğim. Süreyya Serdengeçti'nin açıklamaları, bürokrasinin AK Parti iktidarından rahatsız olduğunu ortaya koyuyor. Her üst düzey ekonomi bürokratı bu yorumuma muhatap asla değildir. Ama bağımsız, özerk üst kurullar (bazı başkanlar ve kurumlar hariç) size pek rahat vermeyecek.