Sayın Bakanım, değerli Sümer bey... Bu yazıyı yazarken tüylerim diken diken oldu. Çünkü... Tam dokuz gündür Anadolu'yu karış karış dolaşıyorum. Kurban Bayramını aynı sizin gibi vatandaşla iç içe birlikte geçirdim. Ankara'dan Eskişehir'e, Konya'dan Bursa'ya, Kastamonu'dan Yalova'ya, Yozgat'tan Balıkesir'e kadar, üç bin kilometrelik bir yolda il ve ilçe gezdim. İnanın.. Reel sektörün gerçek temsilcileri olan esnaf, sanatkâr, tüccarın umudu sizsiniz Sayın Oral. Eğer siz Sümer Oral olarak Kurban Bayramı'nda maalesef iktidar partilerine mensup liderler halkla buluşamadılar. Seçim bölgelerine gidemediler. Kabine üyelerinin pek çoğu evinden dışarı çıkamadı. Sadece üç bakan (biri sizsiniz) Ankara'nın dışında vatandaşla beraber bayram yaptı. Milletvekillerinin ise hali hepten haraptı. Kendi köylerinden kovulan, oy aldığı partilileri tarafından dışlanan milletvekillerinin perişanlıklarını duyduk. Sayın Sümer Oral.. Tüm bunları sizin vatandaşın gönlündeki yerinizin ne derece farklı olduğunu göstermek için dile getiriyorum. Siz Galatasaray-Gençlerbirliği maçını eğer bir kahvede vatandaşla yan yana izliyorsanız, bu görüntü insanımızın 'Sümer Oral' ismine duyduğu saygının ve sevginin işaretidir. Yukardaki cümlelerimin hiçbirini 'siz memnun kalın' diye yazmadım. Ne sizin, ne de benim böyle şeylere ihtiyacımız yoktur. Sebebi sadece ve sadece şudur. Haklı istek Malûmunuz, peş peşe gelen ekonomik krizler iş dünyasını perişan etti. Siftahsız günler aylara dönüştü. Kepenk kapatmalar, iflâslar her gün artarak yaşanan Türkiye gerçekleri oldu. Şimdi iş dünyası vergi borçları için 414 sayılı Tahsilat Genel Tebliği'ne benzer yeni bir tebliğ çıkarılarak, tecil ve taksitlendirilmeye gidilmesini bekliyor. Bilindiği gibi, 414 sayılı Tahsilat Genel Tebliği ile vadesi 2000 yılı Aralık ayına kadar olan bütün vergi borçları yıllık yüzde 3 tecil faizi oranıyla taksitlendirilmişti. Ancak 2001 ve 2002 yılı vadeli borçlar bu tebliğ kapsamı dışında.. Her ne kadar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu'nun 48'inci maddesine göre; ilgili Vergi Dairelerine, Deftedarlıklara ve Gelirler Genel Müdürlüğü'ne her zaman için taksit talebinde bulunma imkanı varsa da, yıllık yüzde 60 tecil faiziyle işlem gerçekleştirilmektedir. Daha önce bu oran yüzde 72 idi. Tecil faizi son derece ağır geliyor iş dünyasına. İş yapamayan esnaf, sanatkâr, KOBİ'ler, yani reel sektör vergi borçlarını taksitlendirmeye gitmekte aşırı şekilde zorlanıyor. Diğer taraftan.. Şu an yürürlükteki 6183 sayılı A.A.T.U.H.K'nun 48'inci maddesi uygulanırken KDV, fon payı, geçici vergi gibi vergi borçları da tecil ve taksitlendirme kapsamı dışında tutulmaktadır. Halbuki 414 sayılı yüzde 3 tecil faizli olarak yapılan taksitlendirmede KDV, fon payı ve geçici vergi için de taksitlendirme imkanı bulunmaktaydı. İş aleminin gözü, Maliye Bakanlığı'na 414 örneğindeki gibi yeni bir tecil ve taksitlendirme tebliği çıkarılması için çevrilmiş durumda. Elçiye zeval olmazmış Devleti vergileriyle ayakta tutan bu insanlar değil mi? Onlar "Vergi affı istemiyoruz" diyorlar. Onlar "Vergi borçlarımızı silin" demiyorlar. O cefakâr Anadolu esnafının arzusu, 2001 ve 2002 yılı vergi borçlarının da makûl orana çekilmiş tecil faiziyle tecil ve taksitlendirilmeye alınmasıdır. Elçiye zeval olmazmış Sayın Bakanım Sümer bey. Ben üstüme düşeni yaptım, Anadolu'nun sesini size ilettim. Benim inancıma göre.... Sayın Sümer Oral. Siz bu ülkede Maliye'yi en iyi bilen birkaç maliyeciden birisiniz. Siz bu ülkede görev verildiği zaman Maliye Bakanlığı'nı her zaman alnının akıyla yapan üstadsınız. Siz duayen bir maliyeci olarak, çalışkan Gelirler Genel Müdürünüz Akif Hamzaçebi ve onun yanındaki dürüst ekibiyle birlikte gelin şu işi halledin. Reel sektörün yangınını söndürünüz Sümer bey. Yapacak güçte ve anlayıştasınız.