"CHP'nin anketi" başlıklı yazımız ortalığı karıştırdı. Okuyucularımızdan gelen telefonlar susmak bilmedi. İnanır mısınız, Allahın bir kulu çıkıp da "Senin yorumlarını kınıyorum" demedi. İstisnasız herkes erken seçim istiyor. Anket sonuçlarını beğenenler, destekledikleri partinin oyunu az bulup beğenmeyenler elbette oldu. İktidar partileri suskun! Muhalefet partilerinin Genel Başkanları'ndan teşkilat yöneticilerine kadar tüm siyasetçiler görüşlerini ifade etti. Buna karşılık aramadıkları gibi e-mail ve faks göndermeyenler sadece iktidar partileri idi. Ne hikmetse ! Demek yanlı bulduğumuz, katılmadığımız anketten iktidar partileri DSP-MHP-ANAP için çıkan komik oy oranları ve bizim yorumumuz işlerine gelmiyor. Bu durumda "sandık gelmeli, millet kendisini ezenlere dersini vermeli" şeklindeki ağır eleştirimize karşı hükümet partileri sessiz kalıyor. Sessizlikleri "ezici" olduklarını kabullendiklerini göstermez mi ? Özellikle SONAR'ın düzenlediği ankette değerlendirilmeye alınmayan BBP ve LDP'lilerin tepkileri hayli sertti. Bizim SONAR yönetimini bu haksız tavrından dolayı eleştirimizi teşekkürle değerlendiren partililer, anket şirketlerinin değil vatandaşın fikrinin önemli olduğunu söylediler. Kendilerine aynen katılıyorum. Hem gelin hem güvey! Efendim, DYP lideri Tansu Çiller ile uzun uzun görüştük. Tansu hanımı çok sever, sayarım. Bir sırrımı açayım. Çiller gibi ben de bir 28 Şubatzedeyim. Çiller anket sonuçlarına kesinlikle katılmıyor. "CHP'nin düzenlediği anketin gerçek sonucu yansıttığına inanmıyorum" görüşünde. DYP'nin yüzde 24 oyla birinci parti olduğunu söyleyen Tansu Çiller şöyle konuşuyor: "CHP kendi kendine gelin güvey oluyor. Tamam, yüzde 10 barajını aşarlar ama sadece o kadar. Kendi arzuladıkları biçimde bir sonuç çıkartmışlar." Çiller eskiyi unutur mu? Geçmiş yıllara göre fikirleri çok daha olgunlaşan, tam bir devlet adamı kimliği taşıyan Tansu Çiller'e tepki verdiğim transferleri ve katılımları sordum. "Partisine ihanet eden, liderini satan, menfaat uğruna saf değiştiren insanları nasıl affedersiniz ? Hatta size resmen galiz küfürler savuran bir Eyüp Aşık'a nasıl DYP rozeti takarsınız ? Onlara nasıl umut bağlarsınız ?" Dünkü yazımızda Eyüp Aşık, Orhan Keçeli, Yaşar Topçu ile Ali Şen'in isimlerinden bahsederek DYP ile olan ilişkilerini yadırgadığımızı belirtmiştik yâ.. Telefondaki sesi düğümlendi, bir süre nefes alıp vermedi Çiller. Anlamıştım, bu katılımlara 'kerhen' yeşil ışık yaktığını. Tansu hanım şöyle konuştu: "Ziya Osman anlıyorum seni. Katılmıyor değilim. Fakat biz herkesi kucaklamak istiyoruz. Partimizin misyonu bunu gerektirir. O insanlar (Yerimiz sizin yanınız. Biz hata yaptık. Yeniden DYP'de sizinle çalışmak istiyoruz. Biz DP, AP kökünden geldik. DYP'de olmalıyız) dediler. Biz de açtık kucağımızı "gelin" dedik." Çiller'in şu ifadesinin altını çiziyorum. "Herkesi kucaklayacağız ama herkesin de ne olduğunu bileceğiz. Geçmişte yaşadıklarımızı unutmayacağız." Bu iki cümle, DYP Genel Başkanı Çiller'in transferlere ve katılımlara olan bakışındaki hassasiyetinin işareti. Benim bildiğim Tansu Çiller iyiliği de kötülüğü de unutmaz ! Evet unutmaz. Sn.Orhan Keçeli'ye Bu arada Orhan Keçeli son derece değer verdiğim, kıramayacağım insanları arayarak, yazımdan duyduğu rahatsızlığı anlatmış. "Söyleyin de, Ziya Osman Açıkel beni arasın, bir görüşelim" demiş. Sn. Keçeli biz şeffaf ve objektif gazeteciyiz. Cep telefon numaramızı yazımızın sonunda bulursunuz. Ararsınız. Görüşürüz. Görüşmek için araya insan sokmaya gerek yok. Siz..DYP İstanbul İl Başkanlığı görevinden sizi alan Tansu Çiller'e kızarak partiden istifa ettiniz. 1994'de Mesut Yılmaz yakanıza ANAP rozeti taktı. Oradan da ayrıldınız. DTP'ye gidip, Genel Başkan Yardımcısı oldunuz. Hep iyi görevler almanın peşindeydiniz. 1987 ve 1991 yıllarında iki kez liste başı aday olmanıza rağmen seçimi kaybedip milletvekili seçilemediniz. Hele hele 1991 seçiminde, DYP barajı geçseydi tercihden gelen Nihat İncekara Ankara'ya milletvekili seçilip gidecekti. Fenerbahçe'nin 1998 yılı kongresinde yönetime adaydınız. Vefa Küçük listesinden çizilen tek isim sizdiniz. 1990'daki DYP İl Kongresi'nde protesto edildiniz. Seçim sandığından üçyüz kağıt peçete çıktı. 1992 İl Kongresi'nde size olan tepki nedeniyle çoğunluk sağlanamadı. Özellikle enişteniz Necdet Saruhan'a okul inşaatı ihalelerinde 1992-1993 yıllarında menfaat sağladığınız iddialarını hiçbir zaman cevaplayamadınız. DYP döneminde desteklediğiniz enişteniz gitti DSP'den İl Başkanı ve milletvekili oldu. Benim tepkim sizin ilkesizliğine ve gidip gelmelerinize. Yoksa sizinle bir alıp veremediğim yok. Oyuna gelmeyin! Aman dikkat, Tansu hanım. İyi bir rüzgâr yakaladınız. Merkez sağdaki birinci parti durumundasınız. İktidara yürüyorsunuz. Seçiçi olmanız gerekiyor. Menfaat peşinde olanların oyununa gelmeyiniz. Kucağınızı herkese açmayınız. Dost olan acı ama doğruyu söyler.