Üstad bankacı portresi

Bir bankadan ve o bankanın üst düzey bir yöneticisinden bahsedeceğim bugün. Anadolu'nun kara bağrından çıkmış bu karayağız delikanlıyı ailesi yokluk içinde okutmuş. Babası öküzünü satıp parasını oğlunun adam olması için cebine koymuş. Aç kalmış, kitap alamamış ama yoksulluğun verdiği hırsla başarılı bir tahsil hayatı geçirmiş. Zorlu yıllar sonrasında o saf delikanlı üniversiteyi bitirip iş hayatına girmiş. Ve de olanlar olmuş. Temiz gencin hayali Genel Müdürlüğü Ankara'da bulunan bankanın müfettiş yardımcılığı imtihanından yüksek puan alınca o temiz Anadolu delikanlısı kendisini bir anda 'para' dünyasında buluyor. Teftiş kökenli arkadaşları bu temiz genç için "Bizim arkadaş beyaz gömlek, kırmızı kravat aşığı idi. En büyük arzusu bankacılıkta yükselmek, özellikle de İstanbul'da para imparatoru olmaktı" diyorlar. Günler ayları kovalıyor ve bizim delikanlı bankacı müfettiş yardımcılığından müfettişliğe yani üstadlığa terfi ediyor. Üstadlığı sıradan tabir biçiminde görmeyiniz değerli okuyucularım. Sizlere biraz üstadlığı açayım. Bankacılıkta üstad iseniz hayatta sırtınız yere gelmez. Beş para etmez bankacı da olsa, verdiği krediden komisyon alan bankacı da olsa üstad etiketi varsa yırtar. Teftiş kökenli bankacı kendisi gibi teftiş kökenli olan bankacıyı tanımasa bile korur kollar. Çünkü onlar üstattır. Bu anlaşılmaz tutuculuk özel ve kamu sektör bankacılığında har zaman var. Ama üstadlığın acımasızca hüküm sürdüğü sınıf kamu bankacılığı.. Gözü açılıyor üstadın Eski saflığı, temizliği, delikanlı yapısı, Anadolu terbiyesi yavaş yavaş bozuluyor. Akıllı ve çalışkan bankacımız kurnazlığı da öğreniyor. Beraber Anadolu'nun en ücra köşelerine gidip denetlemede bulunurken üstad arkadaşlarına "Eninde sonunda İstanbul'a kapağı atacağım. Benim işim denetlemek değil. Benim kapıma insanlar yığılmalı. Büyük şirket yöneticilerini elimde oynatacağım" şeklinde konuşuyor. Arkadaşları onun değiştiğini fark ediyorlar. Fakat ses çıkaramıyorlar. Sessizliklerinin sebebi; üstad bankacımızın 'kuyu kazmayı' çok iyi öğrenmesi ve anlattıklarının şiddetinden çekinmeleri oluyor. Merak etmeyin efendim. Bizim bu geçmişin saf çoçuğu hedefine ulaşıyor.O artık İstanbullu. Yedi tepeli şehirde iyi bir şubenin müdürü. Ama o bununla yetinmez ki..Kamu kökenli olduğundan siyasi destek almazsa meslekte ilerleyemeyeceğini biliyor. Ne yapıyor ne ediyor, bir parti yöneticisinin akrabası, finans-borsa dünyasında iyi tanınan birinin arkadaşı oluyor. İki orta yaşlı işi finansçı arkadaşlıklarını ilerletiyorlar. Eşe-dosta tüketici ve otomotiv kredisi verilmesi, siyasetçi yakınının çevresine kredi kartı çıkarılması derken iş büyüyor. Ve siyasetçinin bir telefonuyla Genel Müdür Yardımcısı oluyor. Hatırlayın efendim yazımızın başında bu üstadımızın amacını arkadaşları "İstanbul'da para imparatoru olmaktı" diye belirtmişlerdi. Evet, artık üstadımız bankasının İstanbul'daki babası. Babasının "hayatta boğazından haram lokma geçirme, haksızlık yapma" vasiyetini üstad bankacımız çoktan unutmuş. O artık şaibeli bir siyasetçinin, şaibeli bir yakınının iş ortağı. At imzayı, al nakdi-gayri nakdi kredileri Üstad bankacımız usulsüz kredi kullandırmada 'number one' oluyor. Yakın arkadaşının şirketlerine öyle ballı, avantajlı krediler veriyor ki..Ortada teminat namına ipotek yok, çek yok. Olsun. Onun için bir imza yeter de artar bile. Bankanın kaynaklarını bu siyasetçi yakınına aktarıyor. Yakın çevre ülkelerinin birinde yaşanan krizden etkilenip batmak üzere olan arkadaşının şirketini gene 'kıyak kredileriyle' kurtarıyor. Bu arada medya patronlarına da ulaşıyor. Aracısı bu siyasetçi yakını işadamı. Renkli gazeteleri ve renkli kanalları olan farklı medya gruplarına yüzlerce milyon dolarlık teminat mektubu veriyor. Ne karşılığında verilecek gayri nakdi krediler ? Teminatları nedir? İş mi canım, atın imzayı geçsin. Acaba sonunu hiç düşünmüyor mu? Geçmişin temiz, bugünlerin kirli üstad bankacısı hiç merak etme. Çalıştığın bankadan elime öyle belgeler ulaştı şaşırırsın. Sana ahlak dersi verecek değilim. Çünkü seni ders değil, hukuki süreç paklar. Bakalım bu belge bilgiler gerekli yerlere iletildiğinde ve sen 'kader mahkumu olunca', kredi kullandırdığın medya grupları 'seninle ilgili haberleri' nasıl verecekler ?