Perşembe günkü yazımızda üç hassas bilgilendirmede bulunmuştuk. Bunlardan birincisi "Yabancı bankaların dolardaki spekülasyonları", ikincisi "Ekonomi yönetiminin yabancı bankaları hükümete şikayet edip takibe alma isteği", üçüncüsü de "Demirbank'ın HSBC tarafından ucuza kapatılmak üzere olduğu" idi. Son iki gündeki gelişmeler yazımızı doğruladı. Bu arada... Ankara'dan ilginç bir açıklama geliyor. Açıklama buram buram "delikanlılık" kokuyor ! Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ODTÜ'de konuşuyor: "Yabancı bankalar kriz ortamından rant sağlamaya çalışıyor. Rantçı fırsatçılığı kabul edemeyiz. Bundan sonra onları çok daha yakından izleyeceğiz. Görevimiz bunu önlemektir." İlginç.. Türkiye Cumhuriyeti en kritik günlerini yaşarken böylesine hayati konudaki açıklamayı Kemal Derviş değil de Mesut Yılmaz yapıyor. Yılmaz'ın buradaki amacı farklı..ANAP Kongresi 4-5 Ağustos'ta ya. Yılmaz, teşkilata, delegelere ve diğer adaylara karşı 'güç gösterme' peşinde..Kamuoyuna ise 'Türkiye'nin hakkını koruyan devlet adamı' imajı verme düşüncesinde.. Bırakalım edebiyatı.. Gerçeklere dönemi... Liberal ekonomide, serbest piyasa şartlarında yasaklama olamaz. Zorla hiçbir kural dikte ettirilemez. Kurallar yasakçı ve baskıcı uygulamalarla değil düzenlemelerle ortaya konur. Soruyorum.. Citibank, Deutsche Bank, HSBC, Chase Manhattan, ABN Amro Bank gibi yabancı bankalara Merkez Bankası Döviz Interbank'ında işlem yasağı mı getireceksiniz ? Yabancı bankaların alış-satış kotasyonu girmelerini mi engelleyeceksiniz ? Uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye'de bankacılık yapmalarını mı önleyeceksiniz ? Yoksa yabancı bankaları Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na mı devredeceksiniz ? Yabancıya muhtaç olan, yabancıdan hesap sorabilir mi ? Güldürmeyin..Çıldırtmayın. Tüm dünya nefes alışımızı izliyor. Bizi dünyaya daha fazla rezil ettirmeyin ! Derviş niye konuşmuyor Muhterem okuyucularım, dövizde dalgalı kura geçildiği günün öncesine dönelim. Merkez Bankası'ndan üç günde 3,5 milyar Dolardan fazla 'ucuz döviz' alan bankalar olmuştu. Ve biz bunu 'Malı kim götürdü ?" diye yazmıştık. Hangi bankanın, hangi kuruluşun, hangi şahısın Merkez Bankası'ndan mükemmel bir zamanlama ile döviz aldıklarını sormuştuk. Merkez Bankası Başkanlığı ve Başbakanlıktan gelen açıklamalarda "satışların olduğu ancak isim açıklanamayacağı" bildiriliyordu. O gerçeği ortaya koyamayanlar şimdi kalkıp da yabancı bankalara mı hesap soracak ? Bu konuda sadece Devlet Bakanı Kemal Derviş'in ağzından çıkan resmi ifadelere inanın. Niye konuşmuyor Derviş ? Gazetelerde, televizyonlarda Derviş'in bir yorumunu duydunuz mu ? Yok. Olmaz. Çünkü Kemal Derviş liberal ekonomide baskı yapılamayacağını biliyor. O yüzden konuşmuyor. Bundan sonra aynı problemlerin yaşanmaması için yeni düzenlemelere gitmek istiyor. Ama konuşan konuşuyor. Kızmaya hakkınız yok Yerli veya yabancı tüm bankalar pozisyon alırlar. Bunu her türlü bankacılık işleminde yaparlar. Hiç kimse zarar etmek istemez. Kâr etme doğrultusunda çalıştıklarından, nasıl kâr ederlerse etsinler onlar için önemli değildir. Türkiye'yi yönetenler ekonomiyi bu hale getirdikten sonra, kimseye kızma hakları yoktur. İş bağırıp çağırmakla olmuyor. Ele kızacağına kendinize kızın. Liberal ekonominin ne olduğunu hiç olmazsa 'kitaplardan okuyarak' öğrenin. Yanıbaşınızdaki Turgut Özal'dan öğrenemediniz ama..!