Sinemada bu hafta | ABD tarihinden hüzünlü bir eser: ‘Dünyanın Sonuna Doğru’ toprağa verilen acılar!

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Sinemada bu hafta | ABD tarihinden hüzünlü bir eser: ‘Dünyanın Sonuna Doğru’ toprağa verilen acılar!
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Viggo Mortensen’ın yönettiği ve başrolünde yer aldığı “Dünyanın Sonuna Doğru” ABD tarihinde kıymetli maden hırsıyla yaşanan dramları, romantik ve negatif bir hikâyeyle resmediyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Western fimlerin sayısı maziden günümüze giderek azaldı ama son yıllarda önemli yönetmenlerin az ama dikkat çeken işlerini seyrediyoruz. Geçtiğimiz ay Kevin Costner’ın “Horizon: An American Saga-Chapter 1” adlı eseri vizyona girmişti. Bu hafta ise yine oyunculuğuyla tanınan bir başka yönetmen western eseriyle karşımızda…

“Yüzüklerin Efendisi” üçlemesinde Aragorn rolüyle büyük şöhret kazanan Viggo Mortensen’ın yazdığı, yönettiği ve başrolünde yer aldığı “Dünyanın Sonuna Doğru” (The Dead Don’t Hurt) ABD’nin hâlâ keşfedilmeye devam edildiği günlerden hüzün ve romantizmle harmanlanan bir hikâye sunuyor. Eserde, Mortensen’ın yanı sıra Vicky Krieps, Solly McLeod, Garret Dillahunt ve Danny Huston gibi isimler rol alıyor. 1860’ların Nevada’sında geçen eser, bir ölünün soğuk suretiyle açılıyor... Ancak sonrasında zaman aniden kayıyor; Holger Olsen adlı adam çiçek satıcısı Vivienne Le Coudy adlı kadınla tanışıyor ve onu kibirli talibinden koparıyor. İkisi kurak topraklara çiçekler dikip yeni bir hayat kuruyorlar. Ancak Holger, enteresan şekilde 100 dolar için kadını yalnız başına bırakıp orduya katılıyor. Genç kadın hayata tutunmaya çalışırken Vahşi Batı’nın başka kötü adamları etrafında peyda oluyor…

KAFA KARIŞTIRAN ANLATIM

Yönetmen Mortensen, “Dünyanın Sonuna Doğru”da zaman zaman silahları patlatmakla birlikte genel olarak yavaş tempolu bir esere imza atıyor. Filmin kurgusu ise linear (doğrusal) şekilde ilerlemiyor. Bu anlatım tarzı kafa karıştırırken, bir intikam hikâyesi seyretmeyi bekleyen seyirci kendini hüzün ve romantizmin göbeğinde buluyor. Böylece mazideki western’lerden izler görmekle birlikte nispeten farklı yerde konumlandırılmaya çalışılan bir eser ortaya çıkıyor. Ancak yer yer tarihî kontekstten uzaklaşan eser (özellikle feminizm vurgulu sahnelerde bu oluyor) yeterince orijinal ve tesirli kılınamıyor. GÜMÜŞE HÜCUM! ABD’ye sığınmaya çalışan Avrupalı göçmenlerin sıkıntıları da arka plana yerleştiriliyor. Tabii, “altına hücum”, daha doğrusu “gümüşe hücum” meselesi eserdeki hadiselerinin çıkışında kilit noktada bulunuyor. Para hırsı yüzünden kanla sulanan ve adaletsizliğin sıradanlaştığı ABD’nin ıssız topraklarının hâli resmediliyor. Eserde ustaca dizayn edilmiş sahneler ve metaforlar da var; adaletsiz mahkemede hâkimin toza bulanması, mahkûmun son sözlerini tamamlamadan ipinin çekilmesi gibi...

NEGATİF ALT METİNLER

Ancak kötü adamların “Tanrı” ve “kitap”la özdeşleştirilmesi filmin negatif ideolojisini ortaya koyan hususlardan oluyor. Oyunculuk noktasında ise başarılı performanslar seyrediyoruz. Hasılı negatif yanları da olan “Dünyanın Sonuna Doğru” ortalama sınırlarında bir western filmi oluyor.

Sinemada bu hafta | ABD tarihinden hüzünlü bir eser: ‘Dünyanın Sonuna Doğru’ Toprağa verilen acılar! - 1. Resim

45 SENE ÖNCEKİ KORKULAR CANLANIYOR! ALİEN ÖZÜNE DÖNDÜ!

Yönetmen Ridley Scott tarafından ilk defa 1979 senesinde seyirciyle buluşturulan “Alien” (Bizdeki adıyla Yaratık) uzayın karanlığında geçen dehşetli hikâyesiyle ses getirmiş, sinemadaki bilim kurgu ve korku türüne tesir etmişti. Sonrasında seriye dönüşen eserin yönetmen koltuğuna James Cameron, David Fincher, Jean-Pierre Jeunet gibi isimlerin ardından tekrar Scott geçmişti.

CGI’LA CANLANAN KARAKTER

Bu arada seri türler arasında dolaşarak karmaşık bir hâle bürünmüştü. Şimdi ise Scott yapımcı, geminin dümeni ise korku filmlerinin usta yönetmeni Fede Alvarez’de. Serisinin yedinci taksiti olan “Alien: Romulus”, köklere dehşetli bir geri dönüş çabası olarak yorumlanabilir. 45 sene evvelki ilk karakterlerden biri de eserde CGI efektleriyle bugüne taşınıyor. Korku dolu hadiseleri işleyen filmde Cailee Spaeny, David Jonsson, Archie Renaux, Isabela Merced, Spike Fearn ve Aileen Wu başrollerde yer alıyor. Hikâye ise şöyle: Rain, karanlık bir gezegende, düşük ücretle sömürülen genç işçilerdendir. Kendisi aile mirası sentetik dostu Andy ile birlikte yaşamaktadır. Bir gün isyancı bir grupla birlikte terk edilmiş bir uzay istasyonunu ele geçirirler. Fakat feza gemisinde mühürlenmiş korkunç hayat formalarını keşfetmeleri uzun sürmez...

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...