Hui Müslümanı Çinli sanatçılardan sergi! Baba-oğulun Çin’den İstanbul’a uzanan sanat serüveni

Pekin’den gelip İstanbul’a yerleşen baba-oğul sanatçılar Ali Lei Gong ile oğlu Said Chuanyi Lei “Sanatla Büyümek” adlı sergiye imza attı. İki sanatçı, arkadaş gibi olduklarını ve kendilerinin de Türk kanı taşıdıklarını söylüyor.
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Ali Lei Gong ile oğlu Said Chuanyi Lei yıllardır Türkiye’de sanat yapan Çin’in Hui Müslümanlarından iki sanatçı… Said Chuanyi Lei, yüksek öğrenim için İstanbul’a geliyor ve burada sanat hayatını devam ettiriyor. Çin’de minyatür sahasında tanınmış bir isim olan Ali Lei ise oğlundan sonra İstanbul’da yaşamaya başlıyor. Türk vatandaşlığı da alan Lei, Beyoğlu’nda kurduğu atölyede Türk kültüründen etkilenerek eserler üretiyor.
Şimdi ise baba ve oğul, Millî Saraylar Resim Müzesinde sanat hayatlarını ortaya koyan bir sergiye imza atıyorlar. “Sanatla Büyümek” adlı retrospektif sergide Çin kaligrafisi ve özel minyatür tekniğinin iç içe geçtiği eserler yer alıyor; baba Lei Gong’un 13 yaşında yaptığı eserler ile oğul Lei’nin çocukluk çizimleri birlikte sergileniyor. En çok dikkati ise Çin porseleni içerisinde balıkların yüzdüğü çalışma çekiyor. Tabii, son yıllarda yapılmış eserlerde İstanbul’dan bolca izlere rastlıyoruz.
ÇİN’DE HUİ SANATÇI OLMAK KOLAY MI?
Sorularımızı cevaplayan Ali Lei Gong “13 yaşında yaptığım eserlerim burada yer alıyor. Yarım asırdan fazla bir zamandır sanat yapıyorum. Çin tarihinin en renkli döneminde yaşadım diyebilirim. Yetişkin olduğumda Mao’nun dönemi geride kalmıştı. Fakat yine de Çin’de Hui sanatçı olmak birçok açıdan kolay değildi. Sanatta adım adım ilerledim. Özenle çalıştım ve Allah da bana çalışmalarımın meyvesini verdi” diyor.
Oğlunun Türkiye’ye taşınmasından sonra İstanbul’a gelen ve daha sonra kalıcı olarak yerleşen Ali Lei Gong “Türkiye’de çok sıcakkanlı insanlar ve karışık bir toplum buldum. Bu ortamı çok sevdim. Türk sanatları da gerçekçi çizimler hususunda Çin’den uzak ama süsleme konusunda benzer. Ben de Türk motiflerinden çok ilham aldım. Yakın zamanda vatandaşlığına da kabul edildim. Artık Türkiye’den Çin’e geri dönmek istemiyorum. Çünkü artık başta İslami konulu eserlerim olmak üzere bazı çalışmalarımı Çin’de sergileyemiyorum” şeklinde konuşuyor.
BABA-OĞUL, DOST GİBİYİZ
Oğluyla birlikte yürüdüğü sanat yolculuğunu anlatan Lei Gong “Said’le hem baba-oğul hem de dost gibiyiz. Meseleleri birlikte konuşup değerlendiriyoruz. Fakat sanatta her zaman aynı fikirde olmuyoruz. Her sanatçı kendine has tarzı ortaya çıkarmalı. Ben de oğlumdan bunu istiyorum. Sanat yolculuğum bir dağa tırmanış gibiydi. Sanırım burada zirveye ulaştım. Bu sergi beni duygulandırıyor. Oğlumla gurur duyuyorum” şeklinde konuşuyor.
HUİLERDE TÜRK KANI VAR
Oğul Said Chuanyi Lei ise doğduğu toplumu anlatarak şöyle konuşuyor: “Huiler bazı yönleriyle Çinlileşmiş ve Çin’de dağılmış bir millet. Bayramların dışında farklı semtlerde pek fark edilmeden yaşıyorlar. Ancak kendilerine has bir yemek kültürleri var. Hui Müslümanlarının Kuzey Çin kısmında yer alanları ise Türk kanı taşıyorlar. Biz de Huilerin o kısımdan geliyoruz” diyor.
Lei “Bir Hui Müslümanı olarak kendi kimliğini ortaya koyan, Türk ve İran minyatürlerinden etkilenerek eserler yapan babam benim ilk hocam oldu. Onu gördükçe resimler yapmaya başladım. Elbette genetik faktörler de etkiliydi. Sonra özel hocalardan ders alarak sanat hayatıma devam ettim. Çin’de okuduktan sonra Türkiye’ye gelmem ise hayatımda bir dönüm noktası oldu. İstanbul özellikle tarihiyle bitmez tükenmez bir hazine gibi geldi" ifadelerini kullanıyor. Said Chuanyi Lei, serginin ise kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.