Padişah halka kitap da padişaha hükmediyordu! ABD’li tarihçi Carter Findley ile "Osmanlı İmparatorluğu"nu konuştuk

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Padişah halka kitap da padişaha hükmediyordu! ABD’li tarihçi Carter Findley ile "Osmanlı İmparatorluğu"nu konuştuk
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Carter V. Findley, Mouradgea D’Ohsson ve Osmanlıya dair meşhur eserini inceleyerek bugüne taşıdı. Findley: “Padişah Türklere, Mülteka da padişaha hükmeder.” İşte Mouradgea’nın hukuk incelemesinin ispat ettikleri tam tamına buna denk düşmektedir; bir kelime istisna olmak üzere…

MURAT ÖZTEKİN - Osmanlı devrinin çok enteresan ve bir o kadar da önemli simaları var. Mesela Mouradgea D’Ohsson… İstanbul’da doğup büyüyen D’Ohsson, tercüman olarak başladığı ve tüccarlık yaparak zenginleştiği kariyerinde İsveç elçisi makamına gelerek Osmanlı-Fransa-İsveç üçgeninde önemli diplomatik hadiselerin merkezinde yer aldı. 

D’Ohsson bu arada “Tableau général de l’Empire Othoman” (Osmanlı İmparatorluğu’nun Genel Tablosu) adlı bir eser yazdı ve Osmanlıyı Avrupa’ya tanıttı. Benzersiz gravürlerle süslü bu eser, abartılı ve çarpıtılmış ifadelerle birlikte Osmanlıya dair övücü birçok bölümü barındırıyordu. İmparatorluğa dair büyük bir resim çizilen kitapta, enteresandır ki klasik Osmanlı fıkıh kitaplarından da ciddiyetle faydalanılmıştı. ABD’li Osmanlı tarihçisi Carter V. Findley ise bu eseri ve yazarının hayatını ilk defa inceleyerek günümüze taşıdı. Biz de İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle okurla buluşan “Osmanlı İmparatorluğu’nda Hukuk ve Devlet-Avrupa’yı Aydınlatan Adam Mouradgea d’Ohsson” adlı eseri, Findley ile konuştuk… 

 Mouradgea D’Ohsson’un Avrupa ve Osmanlı tarihinde enteresan bir yeri var. D’Ohsson’un tarihte bu kadar öne çıkmasına sebep olan özelliği neydi?

O dönemde bir hükümdar veya büyük bir yazar kadar meşhur değildi. İsveç, büyük güçlerden biri olmadığı ve istikrarlı bir politika izleyemediği için d’Ohsson’un ömrünün ve kariyerinin aşamalarını takip etmek de güç oldu. Mouradgea ardında çok miktarda vesika bıraktı ama bunları bulup anlamak zordu. 

KİTAP BİR MODEL OLDU

 D’Ohsson’un “Tableau général de l’Empire Othoman” eseri Sultan III. Selim tarafından bile takdir görmüş meşhur bir çalışma. Sizin de üzerinde çalıştığınız bu eser, niçin önemli? 

Aydınlanma büyük bir taksonomi (sınıflandırma) çağıydı. D’Ohsson’un “Table”su taksonomik bilgi üretimi paradigmasına uygun bir eserdi. Yani verilim bir konu, bu örnekte Osmanlı İmparatorluğu hakkında gerekli bütün pratik, faydalı bilgilerin verildiği eksiksiz bir yelpaze sunuyordu. Bu özelliğiyle, bu türden en dev eser olan Napoléon’un yayınlattığı “Déscription de l’Égypte” için de bir model oluşturmuştur.

MOURADGEA KÜLTÜRLER ARASI KÖPRÜ KURDU

 Söz konusu eser, isminden de anlaşılacağı üzerine Osmanlı İmparatorluğu’nun sistem ve tarihini geniş bir perspektiften anlatıyor. Peki, yazar hem içinde hem de biraz dışında olduğu Osmanlı kültürüne nereden bakıyor?

Mouradgea kültürler arasında köprü kuran bir insandı. Hem içinde hem dışında olmak bu role uygun bir mevkidir. Zaten bir kültürü diğerine açıklayan büyük eserler genellikle bu mevkide bulunanlar tarafından üretilmiştir. Osmanlı çalışmaları alanında, d’Ohsson, Hammer, Redhouse, Tietze böyle isimlerdir. Günümüzde de Osmanlı tarihçiliğinde Türk olmayan isimler aynı şeyin daha küçük çaplı örnekleridir. Bendeniz de inşallah. İslami ilimlerin gelişme döneminde de kurucu eserlerden birçoğu Arapça konuşan Yahudiler ve Hıristiyanlar tarafından kaleme alınmıştı. Dolayısıyla bu tarz aracılıklar bütün kültürler arasında mümkündür.

 O devirde Avrupa’da Doğu’ya ve Osmanlı’ya duyulan merak malum… Yazarın bu eserinin Batı’daki etkileri ne oldu? Mesela Batı hukukunda Osmanlı hukukunun etkileri oldu mu? 

Eğer d’Ohsson eserini 1788’de değil de 1778’de yayınlamaya başlasaydı işler çok farklı cereyan edebilirdi. Eserin son bölümünün 1820-1824’e kadar çıkmaması da aleyhte oldu. Fransız İhtilali, pazarı ve d’Ohsson’un potansiyel okurlarından birçoğunu öldürdü. D’Ohsson’un eserinin kabul edilmesi, uzun ve damla damla biriken bir süreç sonunda gerçekleşti. 

 D’Ohsson’un kitabı aslında “Mülteka” gibi klasik Osmanlı hukuk eserleriyle hazırlandı. “Padişah Türklere, Mülteka da padişaha hükmeder,” sözü de ünlüdür. Osmanlıda hukukun yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Padişah Türklere, Mülteka da padişaha hükmeder.”  İşte Mouradgea’nın hukuk incelemesinin ispat ettikleri tam tamına buna denk düşmektedir; bir kelime istisna olmak üzere: “Türklere”… Atasözümsü görünüşe rağmen, bu kelimenin o dönemden kaynaklanması hiç muhtemel değil.  Ya Cumhuriyet döneminden bir milliyetçilik merceğiyle geriye bakılmasının ya da o dönemde yabancıların Osmanlılara “Türk” demesinin sonucu olması lazım.  Mülteka’nın Hanefi fıkhının en önde gelen başvuru kitabı olması malumdur.

 Yukarıdaki sözü Osmanlıcaya tercüme edecek olursak, “Padişah tebaasına, Mülteka da padişaha ve Hanefi tebaasına hükmeder” demek gerekir.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...