Sinemada bu hafta | Amerikan kâbusu! Oscar’ın güçlü adayı “Brutalist” vizyonda

Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Sinemada bu hafta | Amerikan kâbusu! Oscar’ın güçlü adayı “Brutalist” vizyonda
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Yönetmen Brady Corbet’ın “The Brutalist” filmi, bir Yahudi mimarın hikâyesi üzerinden “Amerikan Rüyası”nın Amerikan kâbusuna dönüşmesini işliyor. Seyircisini zorlayan 3,5 saatlik eser, Hollywood’daki Holokost furyasının bir parçası oluyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Oscar’ın öne çıkan filmlerinden olan ve Holokost’tan çıkış noktası bulan “The Brutalist” nihayet bugün vizyonda… Oyunculuk kariyerinden sonra çektiği tarihî filmlerle tanınan yönetmen Brady Corbet’ın senenin en çok merak edilen ve tartışılan yapımları arasında yer alan eseri, soykırımdan kaçıp ABD’ye ulaşan bir Yahudi mimarın hikâyesini merkezine alıyor. 
Daha evvel “Piyanist” filmindeki W. Szpilman karakteriyle hafızalara kazınan Adrien Brody’nin başrolünde yer aldığı filmin oyuncu kadrosunda Felicity Jones, Guy Pearce, Joe Alwyn ve Raffey Cassidy gibi isimler de bulunuyor. 

HAYALÎ BİR MİMAR

Yönetmen Corbet, eserinde László Toth adlı hayalî bir mimar karakter meydana getiriyor. Budapeşte’de meşhur bir isim olan László, düştüğü Nazi toplama kampından kurtulmayı başarıp tek başına ABD’ye adım atıyor. İlk olarak ise Özgürlük Heykeli’ni baş aşağı şekilde görüyor! Derken kendisine kucak açan kuzeninin iftirasına maruz kalıyor, sokaklara düşüyor, aç kalıyor ve sonunda iş yaptığı sanayici Harrison Lee Van Buren tarafından değeri anlaşılıp büyük bir toplum merkezi projesini tamamlaması için himaye ediliyor. Bu esnada karısı Erzsébet tekerlekli sandalyeyle ve yeğeni de lâl olarak ABD’ye ayak basıyor. Ancak başka bir kâbus başlıyor… 

Sinemada bu hafta | Amerikan kâbusu! Oscar’ın güçlü adayı “Brutalist” vizyonda - 1. Resim

ÖZGÜR OLDUĞUNU SANAN KÖLELER!

Başında Goethe’nin “Kimse özgür olduğunu sanan köleler kadar ümitsizce köleleştirilmemiştir” sözünün hatırlatıldığı eser, bedenen köleleştirilmiş insanların yaşadığı dünyadan kaçıp ruhen esir olanların ülkesinde boğuluşu anlatıyor esasında... Böylece bir “Amerikan Rüyası” değil “Amerikan Kâbusu” ortaya çıkıyor. Bu Batı medeniyeti tenkidiyle ABD’deki sert politik iklime de kısıt ateşte göndermelerde bulunuluyor!

Adrien Brody’nin canlandırdığı László, büyük umutlarla geldiği ülkede yaşadığı acılarla seyircinin empati kuracağı bir karakter olarak dizayn ediliyor. László’nun başına gelenler, ajitasyona kaçmadan ama yürek burkucu şekilde resmediliyor. İşin oyunculukları parlak. Aile büyükleri Holokost’u yaşayan Brody, bütün handikaplara rağmen karakteriyle bütünleşiyor. 
Üç buçuk saati aşan (15 dakikalık dâhilî ara da var) filmin hikâyesi, bu müddeti bir şekilde dolduruyor. Özellikle ilk bir buçuk saatte sürükleyici bir anlatım yakalanıyor. Ancak ikinci yarıdan itibaren seyirciyi âdeta imtihana sokan eser, yer yer sıkıcı detaylarla boğuluyor. Yönetmen Corbet, filmini çeşitli metaforlarla olduğundan daha derin göstermeye çalışırken, gereksiz ve rahatsız edici yerlere de dümen kırmak mecburiyetinde kalıyor.

HOLOKOST FURYASININ BİR PARÇASI

Öte yandan Holokost’a pek yer verilmemesine rağmen “The Brutalist”i bir “Holokost filmi” olarak sınıflandırmak mümkün. Bu açıdan bakıldığında Hollywood sinemasında sayıları yüzü aşan ve doğrusu “kabak tadı” veren eserlerin bir parçası oluyor! Zaten eserde Hristiyan Amerikalıların dünyasına aşırı “Yahudi gözlüğü” ile bakılıyor ve birçok klişe tekrar ediliyor. Hâlihazırda Filistin’de büyük bir dram yaşanırken hikâyedeki Kudüs atıfları ise suni kalıyor. 

Film, “VistaVision” denilen 1960’lardan beri kullanılmayan bir teknikle çekilmiş ve karartan bir sinematografiye sahip. Ancak “VistaVision” kullanılmasının esas maksadının pazarlama stratejisi olduğu gayet açık.

Hasılı şaşaalı ve büyük bir eser olan “The Brutalist” seyircide o “büyük tesiri” uyandırmıyor! Ancak işin ideolojik cephesine ve ABD’deki yankılarına baktığımızda Altın Küre’de olduğu gibi 10 adaylık aldığı Oscar’da da heykelciklere boğulması kuvvetle muhtemel görünüyor!

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Sinemada bu hafta | Amerikan kâbusu! Oscar’ın güçlü adayı “Brutalist” vizyonda - 2. Resim

  • “Aşkın Dünkü Çocukları”
  • “Köpek Adam”
  • “Kusursuz Arkadaş”
  • “Dönüş”
  • “Ayrılış”
  • “Ruh Yiyici”
Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...