Deprem sonrası korku sizi esir almasın! Anne babalar dikkat, endişelerinizi çocuğa yansıtmayın

Sosyal medyada dolaşan asılsız iddiaların endişeyi artırdığına işaret eden uzmanlar “Felaket senaryoları yerine bilimsel ve yapıcı içeriklere odaklanın” uyarısında bulunuyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - İstanbul’da Silivri açıklarında yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin şoku ve korkusu sürerken, bunun büyük İstanbul depremi mi yoksa daha büyük bir depremin habercisi mi olduğu herkesin en merak ettiği konu. Ülkemizin deprem bölgesi olduğunu belirten uzmanlar, deprem korkusunun belirsizlikten beslenerek kaygıyı artırabileceğini söylüyor.
Sürekli alarm hâlinde olmanın psikolojik ve fiziki sağlığı olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken uzman klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir “Bu durum, vücutta stres hormonlarının sürekli yüksek kalmasına ve kronik yorgunluk, uykusuzluk, çarpıntı, dikkat dağınıklığı, tahammülsüzlük gibi belirtilere sebep olabilir” dedi. Korkunun esiri olmak yerine, bilinçli hazırlık ve çözüm odaklı düşünmenin kaygıyı yönetmeye yardımcı olduğunu vurgulayan Demir, medya tüketiminde de dikkatli olunması ve kaygıyı artıran içeriklerden kaçınılması gerektiğini hatırlattı.
FELAKET SENARYOLARINDAN UZAK DURUN
Yeni bir deprem korkusuyla geceyi evlerinin dışında geçiren vatandaşların felaket senaryolarından uzak durmaları da tavsiye edildi. Kontrolsüz haber tüketiminin endişeyi artırdığına da dikkat çeken uzman klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir “Özellikle felaket senaryolarını vurgulayan içerikler, bilinçaltında sürekli bir tehdit algısı oluşturabilir” dedi.
Bilinçli bilgi tüketimi için, güvenilir kaynaklardan bilgi alınması gerektiğini aktaran Demir, şöyle devam etti:
Günde sadece belirli bir zaman diliminde haberleri takip edin. Sürekli deprem haberleri okumak, kaygıyı artırır. Felaket senaryoları yerine bilimsel ve yapıcı içeriklere odaklanın. Medya etik kuralları maalesef bazen ihlal edebiliyor, kullanılan başlık ile haber içeriği farklı olabildiği gibi, başlıklar bireyler üstünde yoğun kaygıya neden oluyor. Bazı uzmanların ‘Her an deprem olabilir’ açıklamaları sık sık medyada yer buluyor. Bu tür haberler karşısında çaresiz kalan vatandaş sadece kaygılandığı ile kalıyor. Bu sebeple haberleri tüketirken şu soruyu sorun: Bu bilgi bana gerçekten fayda sağlıyor mu, yoksa sadece kaygımı mı artırıyor?
"ONLARIN DUYGU YÜKLERİNİ AZALTMALISINIZ"
Çocukların, ebeveynlerinin duygusal durumlarına göre hareket aldıklarını ifade eden Demir “Eğer bir ebeveyn sürekli endişeliyse, çocuk da bu kaygıyı içselleştirir. Çocuğun kaygılarını küçümsemeyin ama büyütmeyin de. Ona güven verin. Olanları oyunlaştırarak öğretin. Çocuklar, oynayarak öğrenir ve böylece korku yerine bilinç kazanırlar. Ancak sürekli deprem konuşulmamalı, panik ve kontrolsüz bir ortam oluşturulmamalı, çocuk üstünde baskı yapılmamalıdır. Çocuklar yoğun duygularla başa çıkmakta yetişkinler kadar başarılı olamayabilir. Onların duygu yüklerini azaltmalısınız” diye konuştu.