Abdüllatif Uyan

Kûfe’de yaşayan Ebû Muhammed Cerîrî hazretlerine, bir genç gelip; "Tasavvuf nedir efendim?" diye sordu.

Kûfe’de yaşayan Ebû Muhammed Cerîrî hazretlerine bir gün talebeleri; "Efendim, sizi üzen, unutamadığınız bir hâdise var mıdır?" diye sordular.

Mekke’de yaşayan Ebû Bekr-i Kettânî hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine:

Mekke’de yaşıyan Ebû Bekr-i Kettânî hazretleri bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki, biri sordu

Mekke’de yaşayıp orada vefât eden, büyük velî Ebû Bekr-i Kettânî hazretlerinin sevenlerinden biri, kalbini kırmıştı bu zâtın. Af da dilemedi. Ancak o günden îtibâren kaybetti her şeyini.

Horasan’da yetişen velîlerden Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri, “gönül ehli” bir velîdir.

Horasan bölgesinde yetişen velîlerden Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri bir gün bir dağın eteğinde oturmuş talebesiyle sohbet ediyordu.

Sultân Behâeddîn Veled anlatır: Babamla bir gün Hüsâmeddîn Çelebi'nin bağına gidiyorduk.

Ekseri Bağdat’ta yaşayan Da'lec bin Ahmed hazretleri, büyük hadîs âlimidir.

Daha çok Bağdat’ta yaşayan Da'lec bin Ahmed hazretleri, büyük âlim ve velîlerdendir.

Nişâbur evliyâsından Ebû Osmân-ı Hayrî hazretlerinin bir sevdiği şöyle anlatır

Nişâbur’da yaşayan velîlerden Ebû Osmân-ı Hayrî hazretlerinin zamânında zengin bir Hristiyanın bir “oğlu” vardı. Çocuk bir gün hastalandı. Ve günden güne ağırlaştı!

Nişâbur’da yaşıyan velîlerden Ebû Osmân-ı Hayrî hazretlerinin genç bir talebesi, “kötü arkadaşlara” uyup derse gelmez olmuştu.

Nişâbur’da yaşayan velîlerden Ebû Osmân-ı Hayrî hazretleri, hocası Ebû Hafs'a ilk gittiğinde, yaşı henüz küçüktü.

O devrin evliyâsından Yahyâ bin Muâz-ı Râzî hazretleri, bir gün Ahmed bin Hadraveyh hazretlerini ziyârete geldi.

Belh şehrinde yaşayan Ahmed bin Hadraveyh hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Hâl ehli bir zât olup kerâmetleri vardı.

Belh şehrinde yaşıyan velîlerden Ahmed bin Hadraveyh hazretlerinin hânesine hırsız girdi bir gece.

Ahmed bin Hadraveyh hazretleri, Belh şehrinde yaşayan velîlerdendir.

Kûfe’de doğup Basra’da vefât eden Süfyân-ı Sevrî hazretlerinin, ölüm hastalığında çok karnı ağrıyordu. Bu sebeple, sık sık abdesti bozuluyordu. Ama her defâsında tekrar abdest alır, en ufak bir gevşeklik göstermezdi bu hususta.

Basra’da vefât eden Süfyân-ı Sevrî hazretleri, bir gün âniden hastalandı. Bir “doktor” getirdiler.