Abdüllatif Uyan

Yûnus Mürebbî hazretleri, gençliğinde Kastamonu'nun fethine katılmıştı.

Zamânın hükümdârı, Cemâleddîn Geylânî hazretlerini Bizans'a elçi olarak gönderdi.

Cemâleddîn Geylânî hazretleri Kazvin'de otururdu.

Cemâleddîn-i Geylânî hazretleri, Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin sohbetine giderken, evindeki kitaplardan birkaçını yanına aldı.

Avn bin Abdullah hazretleri, gençliğinde, arkadaşlarıyla birlikte kıra çıktılar.

Atpazarlı Osmân Fadlı Efendi, gençliğinde ilim tahsîli için İstanbul'a geldi.

Yâlâ bin Mürre "radıyallahü anh" şöyle anlatıyor: Bir dostuma gittim.

Atâ Süleymî hazretleri, devamlı cehennemi düşünürdü.

Atâ Süleymî hazretleri Allah korkusundan dolayı çok ağlardı.

Atâ el-Ezrak hazretleri, gece vakti bir yere gidiyordu ki, karşısına bir (yankesici) çıktı.

Mücâhid velîlerden Amr bin Utbe hazretleri, bâzı geceler atına binip, kabristana giderdi.

Amr bin Utbe hazretleri, devamlı gazâlara katılır ve şehîd olmayı isterdi.

Amr bin Kays hazretleri, Kûfe'de yetişen âlim ve velîlerdendir.

Amr bin Kays hazretleri, Kûfe'de yetişen âlim ve velilerdendir.

Amr bin Dînâr hazretleri anlatır:

Ammâr-ı Yâser hazretleri, Bitlis'te insanları doğru yola kavuşturmak için çok uğraştı.

Sultan Süleyman Han, Rodos'u muhasara etmişti. Alvân Hamevî hazretleri, beyaz bir at üzerinde geldi.

Alvân Hamevî hazretleri, bir gece talebesiyle sohbet ediyordu. Lambanın yağı bitti. Bir genç kalktı. Lambaya yağ koyacaktı.

Anadolu velîlerinden Alî Osmân Efendi birgün dergâhında namaz kılıyordu.

Kandilli Dede, Bileciğin Bozüyük ilçesini nurlandıran bir Allah dostudur. Bir savaş çıkmıştı o yörede. Bu zat, geyiklerin boynuzlarına (yanan kandiller) astırıp bir gece vakti saldırdı düşmana. Karanlıkta, onları (büyük bir ordu) sanan düşman, telaşlanıp kaçmaya başladı! Ve savaş kazanıldı. "Kandilli Dede" lakabı buradan geliyor.