Ahmet Demirbaş

Nasihatleri tesirli olan bir zat varmış. Hükümdarın huzurunda bir gün şöyle demiş: Kötünün kötülüğü kendine yeter!..

Uhud savaşına bir günlük evli olmasına rağmen Peygamber efendimizin emrini duyan Hanzala da katılır ve orada şehit olur!.

Faizcilikle uğraşan bir kimse vardı. Borcunu ödeyemeyenlerin neyini bulursa alırdı... Bir gün kapısına ihtiyaç sahibi biri gelir!..

Selim Han ve maiyetindekiler Mısır'ın fethinden sonra, İstanbul'a dönüyorlardı. Yolda, şiddetli bir yağmura yakalanırlar!

Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki: "Onlar [Eshab-ı kiram] kâfirlere karşı şiddetli, çetin, fakat, birbirlerine karşı merhametlidir."

Kanuni Sultan Süleyman?, haçlı saldırılarına son vermek için ordusuyla sefere çıkmıştı. Ordu, Belgrad'a doğru ağır ağır ilerliyordu...

Hazreti Ömer, Humus ileri gelenlerine bir mektup yazıp, oradaki fakirlerin kendisine bildirilmesini; onlara yardım edeceğini bildirir...

Adamın biri parasını sakladığı yeri unutmuştu. Ne kadar düşündü ise sakladığı yeri bir türlü hatırlayamıyordu!..

Abdullah bin Mübarek, koyun otlatan bir çocuk gördü. "Ona bir mesele öğreteyim" niyetiyle, yanına gitti...

Abdullah Yâfiî hazretleri, Resûlullah efendimizi ziyaret edecekti. Edebinden, on dört gündür Medîne'nin girişinde bekliyordu!

Hazret-i Ömer, bir gece Medine sokaklarında dolaşıyordu. Önünden geçmekte olduğu bir evden sesler işitti!..

Sultan Fatih, Ebu'l Vefa hazretlerinin sohbetini dinlemek için ziyaretine gider. Ancak dergâhın kapısı bir türlü açılmaz!..

Hülagu Bağdat'ı yakıp yıkar, Müslümanları kılıçtan geçirir ve o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir!..

Tebrîzî hazretleri, her sene Arefe ve bayram günü insanların gözünden kaybolurdu. Kimse onun nereye gittiğini bilmezdi!..

Üftâde hazretlerini seven fakir bir kimse vardı. Her sene hacca gitmek ister, fakat bu arzusuna bir türlü nâil olamazdı...

Donanma o sene bir zafer kazanamadı. Bu haber İstanbul'a gelmeden önce, Yahyâ Efendi Hakk'ın rahmetine kavuştu...

Nûmân ismindeki genç müderris, Ankara'daki Kara Medresede talebe yetiştiriyordu.

Hatem-i Tai adında, cömertliği ile meşhur bir kimse vardı.

Büyük velî Ebül-Hasan Harkânî hazretleri talebelerini yolcu ediyordu. Onlara, yollardaki eşkıya tehlikesinden bahsetti!..

Jandarmalar birkaç hırsız yakalar. Valiye götürürken birisi kaçar. Ancak onun yerine mazlum birini yakalayıp hapse atarlar...