Akif Bülbül

Nisan ayı Türkiye’nin; Millî gurur ayı oldu.

Sayılı günler gelip geçer, farkında bile olmayız.

Bolu’da halka hitap ediyor. Ama kurduğu cümle çok ürkütücü ve itici. “Helal oylarınızla seçilmek istiyorum. Kılıçdaroğlu’na da helal oylarınızı verin” diyor.

"Sorulmayacak Sorular Kanunu"nu çıkaracakmış. Kılıçdaroğlu, seçilir seçilmez.

Kılıçdaroğlu, kimlerden destek istiyor?..

Modern matematik eğitimi alanlar bilir.

İletişim Başkanlığı ile Anadolu Yayıncılar Derneğinin ortak organize ettiği programda asrın felaketine maruz kalan üç ilimizde hüznü, sevinci, derdi ve tasayı bir arada yaşadık.

Nihayet ‘vuslat vakti’ geldi, çattı. 14 Mayıs’ta, milletle sandık kucaklaşacak.

Aziz milletimiz; İşin bu noktaya geleceğini, Birbirine benzemezlerin, er-geç dağılacağını, Güven bunalımının bir gün patlak vereceğini…

Erdoğan iradesini ortaya koydu. Bir kez daha kararlılığını ilan etti.

İki yıldan fazla süren pandemi, Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, Dünya ekonomisini vurdu.

Öyle bir hâldeyiz ki; Ne söyleyelim, ne diyelim… Yer yerinden oynadı, Türkiye sarsıldı. O anda saatler de durdu, zaman da… Korkudan, şaşkınlıktan, Öfkeden konuşamaz olduk.

Merhum Üstat Necip Fazıl… Ne güzel söylemiş ‘Kafiye’ şiirinde: “çok ve yok yok ve çok aç ve tok tok ve aç tut ve kaç saklambaç"

The Guardian, The Economist ve Stern… Peş peşe sıraya girdiler. Hedef de amaç da belli: Hedef; Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak.

Bugüne kadar fiilî olarak tartışılıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan resmî olarak ilan etti: Seçimler 14 Mayıs’ta yapılacak.

Bülent Ecevit Başbakandı.

Dönemin ‘anlı şanlı’ komutanlarıydı hepsi.

Türkiye, yeni yüzyılına çok güzel, toplumu rahatlatan, huzur veren, milyonları sevindiren, farkındalık oluşturan hamlelerle giriyor. Dün de bunun en güzel kanıtı 5 müjde oldu.  İlk sevindiren açıklama; orta direğe konut kredisi verilmesi. Yerinde ve önemli bir kampanya.

Farz-ı muhal; Kılıçdaroğlu, ‘Emekliye bayram ikramiyesi’ dedi.

3 çocuk sahibi fakir baba. İş bulduğu zaman çalışıyor. Bulamadığında ise -kara kara- düşünüyor: ‘Evime nasıl ekmek götüreceğim’ diye.